Çocuğun Dini Eğitimi İçin Tavsiyeler

Çocuk Eğitimi

Çocuğun dini eğitimi ne zaman başlar? Çocuğun dini eğitimi nasıl olmalıdır? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım’dan çocuğun dini eğitimi için tavsiyeler.

ÇOCUĞUN DİNİ EĞİTİMİ

Küçük yaşlarda çocuğa dînî bilgiler onun seviyesine ve anlayışına uygun olarak verilmelidir. Allah Resûlü (sallâllâhu aleyhi ve sellem):

“İnsanlarla akılları nispetinde konuşun.” (Ebû Davud, Edeb, 20; Münâvî, Feyzü’l-Kadir, 3/75) buyurmaktadır.

Altı-yedi yaşlarına kadar bütün pedagogların ittifak ettiği nokta, bu dönemin bilgi öğretme ve ezberletme zamanı olmadığı, sevdirme ve benimsetme zamanı olduğu gerçeğidir. Bu dönem, çocuklara îman esaslarından özellikle Allah inancı, Peygamber sevgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in önemini öğretmek asıl amacımız olmamalıdır. Allah sevgisi, Peygamber sevgisi kazandırılırsa bu dönem için asıl aşama kat edilmiş demektir.

Henüz okula başlamadığı dönemde çocuğun din eğitimi konusunda öncelikle sorumluluk, anne-babaya aittir. Anne-baba, din eğitimini ileri yıllara bırakmamalı ve başkalarına havâle etmemelidir. Kur’ân-ı Kerim; çocuğun henüz zihnî gelişim aşamasında, davranışlarının olgunlaşması ve hayat felsefesinin oluşabilmesi için eğitime tâbî tutulması gerekliliğini ifade etmektedir. Allah Teâla, Hazret-i Lokman’ın (aleyhisselâm) dilinden:

“Yavrucuğum! Şüphesiz yapılan iş, bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdâr olandır.” (Lokman, 16) buyurmak sûretiyle çocukların gönüllerinde Allah tasavvurunun oluşturulmasını istemektedir.

Peygamber Efendimizin (sallâllâhu aleyhi ve sellem), çocuklar konuşmaya başladıklarında Allâh’a îmanı, kelime-i tevhîdi öğrettiğini görüyoruz. Bütün inanç esasları, Allah inancıyla irtibatlı olarak verilmelidir. Küçük yaşlarda çocuğun din eğitimine Allah inancıyla başlamak gerekir. Sonra anlatılacak bütün dînî bilgiler, Allah inancı merkeze alınarak verilmelidir. Çocuk, ilk defa “Allah” demeyi öğrendikten sonra, Allâh’a duâ etmenin ve O’na yönelmenin tecrübesini yaşamalıdır. Peygamberimiz, Abdülmuttalip oğullarından bir çocuğa konuşmaya başladığında İsrâ Sûresi, 111. âyet-i kerîmeyi:

“-«Her türlü hamd O Allâh’a mahsustur ki, aslâ evlad edinmemiştir. Hâkimiyetinde hiçbir ortağı yoktur. Acze düşüp de bir desteğe muhtaç olmamıştır.» de ve tekbir getirerek O’nun büyüklüğünü îlân et” diye yedi defa okutarak tâlim ettirmiştir.

Başka bir defa da:

“-Çocuklarınıza ilk öğreteceğiniz kelime, «Lâ ilâhe illâllah» olsun!” (Beyhakî, Şuabu’l-îmân, VI, 398) buyurmuşlardır.

Bu da irâdî ve şuurlu olarak söyleyeceği ilk sözün, “Allah” olması gerektiği ölçüsü, Peygamber Efendimizin (sallâllâhu aleyhi ve sellem) bu yüce beyânlarında yer almaktadır.

Kaynak: Fatma Hale Sağım, Şebnem Dergisi, Sayı: 135