Bütün Güzelliklerin Kaynağı: Peygamber Efendimiz

PEYGAMBERİMİZ

Nerede bir güzellik varsa, O nûrdan bir akistir. Âlemde bir çiçek bile açılmaz ki, O’nun nûrundan olmasın! O ki, O’nun hürmetine varız. O, sol mayan, aksine gün geçtikçe tâzelik ve tarâveti daha da artan, serâpâ nûrdan ibâret bir gonca-yı ilâhî... Bütün varlıklar O’nun medyûnu ve meclûbu… 

Fahr-i Kâinât Efendimiz buyurur:

“Cinlerin ve insanların âsîleri hâriç, yer ile gök arasındaki her şey, benim Allâh’ın Rasûlü olduğumu bilir.” (Ahmed, III, 310)

Eğer gözler âmâ değilse Oʼnu mutlakâ görür. Eğer şaşı değilse Oʼnda hiçbir zaaf bulamaz. Yani Oʼna kusur izâfe etmeye çalışanlar, aslında kendi gaflet, hatâ ve noksanlıklarını dillendirmekten başka bir şey yapmamaktadırlar.

İnsanlık, bırakın kötülemeyi, Hazret-i Peygamberʼe şükrânını nasıl dile getireceğini düşünmelidir. Zira Oʼnun, doğumundan vefâtına kadar, insanoğlunun kurtuluş ve hidâyeti için çırpınması karşısında şükran hisleriyle dolmayacak bir gönül, gönül değildir. O ancak bir gaflet vîrânesidir.

Kaynak: www.osmannuritopbas.com