Boykot Edilen Yahudi Mallarını Satmak Caiz mi?

SORULARLA İSLAM

Boykot edilen İsrail/Yahudi mallarını satmak caiz midir? İsrail/Yahudi malını satmanın hükmü nedir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

BOYKOT EDİLEN YAHUDİ MALLARINI SATMAK CAİZ Mİ?

Gazze'de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor, Filistin'de büyük bir katliam icra ediliyor her gün. Vahşetin keyfiyeti artıyor, benzeri görülmemiş bir vahşet burada yaşanıyor.

Sıramızın bize gelmesini bekliyoruz, ama şimdilik bize direkt olarak dokunan bir şey olmadığı için sesimiz çıkmıyor. Sesimiz belki cılız olarak çıksa da bir eyleme dönüşemiyor maalesef.

Bu günden itibaren hep birlikte, topluca zulme karşı, bu acımasız soykırıma karşı yapmamız gereken eylemi gerçekleştiremiyoruz. Bu bizim için yüz karası bir durum. Şimdilik haklar olarak, fertler olarak yapabildiğimiz düşmana, açıktan destek veren birtakım ticari markaları boykot etmekten ibaret…

Bir şey alınmadan satılmaz. Önceden stoklarında boykot malları olan bakkallar, marketler vs. ne yapmalı? Bunları imha mı etmeli yoksa bunlar bitinceye kadar satmaya devam mı etmeli? Burada imani bir duruş sergileme mecburiyetimiz varsa ki var. Şunu unutmamamız gerekiyor!

Kullanımı haram olan, yasak olan bir şeyin alışverişi de haramdır. Küfrü desteklediği, kafire yardım ettiği, zulmün yanında olduğu aşikar olan bir marka varsa bunların ürünlerini kullanmak doğru olmadığı gibi bu ürünleri satmak da doğru değildir. İster yeni alınan ürünler olsun, ister stokta bulunan ürünler olsun bunların kullanılması, ticari olarak bir getiri sağlamaya yönelik eylemin içerisine konu edilmesi doğru olmaz kanaatindeyim. Boykottan önce bunları almıştım türünden bir bahaneye sığınma hakkının olacağını düşünmüyorum.

Bu boykot bize hassasiyetlerimizi canlı tutma fırsatı veriyor. Müslümanların dünyadaki duruşunu sergilemeli ve Müslümana yakışan hareketleri yapmalıdır.

Bir Müslüman kendisinin tüketmemesi gereken ürünleri piyasada talep var diye piyasaya süremez, sürmemelidir. Yine Müslüman bir tekstilci çoluk-çocuğuna giydiremeyeceği kıyafetleri gençler bunu istiyor, bunu talep ediyorlar diye piyasaya süremez, böyle bir gündem oluşturamaz.

Bugün maalesef bakıyoruz ki sanki ticaret için her şey mübah. Tüccar paranın dini olmaz, paranın rengi olmaz, para kazanmak için her şey yapılabilir. Parayı kazanma yollarımızın helal olması gibi onu kullandığımız yerlerin de helal olması lazım gelir.

Ticaretle meşgul olanların amacı sadece para kazanmak ziyade gönül kazanmak olmalıdır. Yaptığımız iş para kazanmaya endeksli hale gelirse kitaplarımızın açık ifadesi var. İnsanların ihtiyaç maddeleri üzerinde ticaret yapmak doğru değildir. Yani buradan kâr amacı güdülmez. Doğru olan insanların ihtiyaçlarını görmektir. Bunu sürekli görebilmek için, kesintisiz yapabilmek için bir kâr marjı ile yapmak gerekir.

Ama niyeti insanların ihtiyaçları, sıkıntıları üzerinden para kazanmak olarak koymak doğru değildir. İnsanlığa hizmet etmek ve dinlerini temsil etmek için ticareti yapmalılar.

Eğer Müslümanlar bir yerde toplanmışlar, memleketin, İslam’ın âli menfaatleri için ekonomik bir ambargo uyguluyorlarsa, birtakım ürünlere karşı insanların bu ürünleri tüketmemesi noktasında bir fikir birliğine gitmişlerse marketler, şunlar bunlar da kalkıp “bizim anlaşmalarımız var, biz bunlara katılmayız, ticaretimize bakarız, ticaretin rengi, imanı olmaz” diye bir söylemin içine giremezler. Aksine ticaret bir iman işidir.

Müslümanlar, İslam'ı her duruşlarıyla temsil etmek zorundadırlar ve ticaret erbabı da buna uymak zorundadır. İş yapmak Allah’ın yaratmış olduğu insanlara hizmet etmek maksadıyla yapılmalıdır.

Nice ülkeler Müslüman tüccarların güzel muameleleri sayesinde İslam’a girmişlerdir. Milyonlarca insan Müslüman tacirlerin göstermiş oldukları ticaretlerindeki İslami hassasiyetlerden dolayı İslamiyet ile şereflenmişlerdir. Afrika’nın derinliklerine kadar kılıçla değil İslam’ın güler yüzüyle fütuhat olmuştur.

Sağlıklı ve temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek potansiyele sahibiz. Sağlığa zararlı ürünlerin kullanımından kaçınmalı ve zulme destek olmamalıyız. Kültürel ve hukuki anlamda Müslüman kimliğimize dönmeliyiz, adalet ve merhameti yaymalıyız. İslam'ın doğru anlaşılmasıyla dünyaya nizam ve huzur getirebiliriz.