Benim Mükâfâtımı Ancak Âlemlerin Rabbi Olan Allâh Verecek

Nübüvveti

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Allâh’ın dînini tebliğ ederken bundan vazgeçmesi karşılığında aldığı tekliflere karşılık verdiği cevap...

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hayâtı ihlâsın zirvesini teşkil eden misallerle doludur. Nitekim tebliğin ilk döneminde vukû bulan şu hâdise, bu hakîkati ne güzel ifâde etmektedir:

GÜNEŞ’İ SAĞ ELİME, AY’I DA SOL ELİME KOYACAK OLSALAR

Müşrikler, amcası Ebû Tâlib vâsıtasıyla Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e haber göndererek dâvâsından vazgeçmesini istemişlerdi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- cevap olarak amcasına şöyle buyurdu:

“–Amca! Vallâhi, Allâh’ın dînini tebliğden vazgeçmem için, Güneş’i sağ elime, Ay’ı da sol elime koyacak olsalar, ben yine de bu dâvâdan vazgeçmem! Ya yüce Allâh, onu bütün cihâna yayar, vazîfem biter; ya da bu yolda ölür giderim!”[1]

İslâm nûrunun doğuşundan rahatsız olan müşrikler, Ebû Tâlib vâsıtasıyla yaptıkları teşebbüslerin netîcesiz kalması karşısında, bu defâ Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e geldiler ve şu tekliflerde bulunmaya cür’et ettiler:

“–Zengin olmak istiyorsan, sana istediğin kadar mal verelim; öyle ki kabîleler arasında senden zengin kimse bulunmasın!

Reislik arzusundaysan, seni kendimize baş yapalım; Mekke’nin hâkimi ol!

Şâyet asîl bir kadınla evlenmek fikrinde isen sana Kureyş’in en güzel kadınlarından hangisini istersen verelim!

Ne istersen yapmaya hazırız. Yeter ki gel bu dâvâdan vazgeç!”

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de o gâfillere, yaptıkları ve yapacakları bütün süflî ve nefsânî tekliflerin hepsine birden cevap mâhiyetinde şöyle buyurdu:

“–Ben sizden hiçbir şey istemiyorum. Ne mal, ne mülk, ne saltanat, ne reislik, ne de kadın! Benim tek istediğim, tapmakta olduğunuz âciz putlardan vazgeçerek yalnız Allâh’a kulluk etmenizdir!”[2]

BENİM MÜKÂFÂTIMI ANCAK ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLÂH VERECEK

Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- hayâtını Allâh’ın dînini tebliğ gayretiyle yaşamış ve bunun için insanlardan müstağnî kalarak şahsı için hiçbir şey talep etmemiştir. Efendimiz ve diğer bütün peygamberler:

“Yaptığım bu dâvete karşılık ben sizden herhangi bir ücret talep etmiyorum. Benim mükâfâtımı ancak âlemlerin Rabbi olan Allâh verecektir.”[3] sözünü tekrarlamışlardır.

Dipnotlar:

[1]. Bkz. İbn-i Esîr, el-Kâmil, II, 64. [2]. Bkz. İbn-i Hişâm, I, 236. [3]. Bkz. eş-Şuarâ, 109, 127, 145, 164, 180; Yûnus, 72; Hûd, 29.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları