Bakara Suresinin 85. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Bakara suresi 85. ayette ne anlatılıyor? Bakara suresinin 85. ayetinde anlatılmak istenen nedir? İmanın bir bütün olduğunu bildiren ayet; Bakara suresinin 85. ayetinin meali ve tefsiri.

Bakara suresi 85. ayette şöyle buyrulur:

اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۚ فَمَا جَزَٓاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذٰلِكَ مِنْكُمْ اِلَّا خِزْيٌ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يُرَدُّونَ اِلٰٓى اَشَدِّ الْعَذَابِۜ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bu şekilde davranan birinin dünya hayatındaki cezası ancak rezil rüsvâ olmaktır; kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine itilirler. Allah, sizin yapmakta olduğunuzdan habersiz değildir. (Bakara, 2/85)

İMAN BÜTÜNDÜR, BÖLÜNME KABUL ETMEZ

Bilgi

İsrailoğullarından bir kısım insanlar, kendilerine gelen Kitab’ın bazı hükümlerini görmezden gelmişlerdi. Hâlbuki “iman ettim” sözünün geçerliliği, iman esaslarının istisnasız kabulüne bağlıdır. Peygamberin Yüce Allah’tan getirip tebliğ ettiği şeylerde seçim yapmak, istediğini kabul edip istemediğini reddetmek de bir tür imansızlıktır. Kitabın tamamına inanmayan, onu kendisine uydurmuş olur. Aslında böyle yapanlar Allah’ı değil, kendi heva ve heveslerini ilah edinmiş olurlar. Hevâsını ilah edinenin Allah katında kazanacağı hiçbir şey yoktur.

Mesaj

  1. Allah’ın kitabı, dünya ve ahiret saadetinin garantisidir. Ondan yüz çevirmek ise dünya ve ahirette mahrumiyettir.
  2. Mü'mine yakışan Allah'tan gelen her emre memnuniyetle teslim olmak ve o emri hakkıyla yerine getirmek için çaba sarf etmektir.

Kelime Dağarcığı

Îmân: İnanmak, din adına tebliğ ettiği konularda Peygamber’i tasdik etmek.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

Medine’de Araplardan Evs ve Hazrec kabileleri bulunuyordu. Bunlar putlara tapıyorlardı. Aralarında son derece şiddetli bir düşmanlık hüküm sürüyordu. Ayrıca, Medine’de yirmibir yahudi kabilesi bulunuyordu. Bunlardan bir kısmı Evs’le, diğerleri de Hazrec’le anlaşmıştı. Evs ile Hazrec savaşa tutuştuğunda, yahudiler de müttefiklerinin yanında yer alır ve birbirleriyle savaşırlardı. Böylece dindaşlarını öldürür, kendi müttefikleri galip geldiğinde, karşı taraftaki yahudileri esir alır, yurtlarından sürer, mallarını da yağma ederlerdi. Halbuki Allah Teâlâ, bütün bunları yasaklamıştı. Savaş bitince de karşı tarafa esir düşen dindaşları için fidye verip onları kurtarırlardı. Bu da Allah’ın onlara emri idi.

Yine bir yahudi kabilesi, diğer yahudi kabilesinden savaş esiri aldığında, onları ancak fidye karşılığında serbest bırakıyor ve kitapta buna izin verildiğini söyleyerek kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyordu. Fakat onlar, kitaplarının kendi kardeşleriyle savaşmamaları husûsundaki emrine uymuyorlardı. İşte Cenâb-ı Hak, yahudilerin bu tür çelişkilerine dikkat çekerek: “Yoksa siz, kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?” (Bakara 2/85) buyurmaktadır.

Böyle Allah’ın emrine itaat etmeyen isyankârların âkıbeti, dünyada rezil rüsvâ olmak, âhirette de daha şiddetli bir azâba mâruz kalmaktır. Nitekim Medine’deki yahudi kabileleri, ihânetleri sebebiyle kimi sürülerek, kimi de katledilerek dünyadaki rezilliği tatmışlardır. Çünkü Cenâb-ı Hak, insanların yaptığı her şeyi görüp bilmektedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. Bütün söz ve fiilleri kaydeder ve tam bir adâletle karşılığını verir:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com