Bakara Suresinin 224. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Bakara suresinin 224. ayetinde ne anlatılıyor? Yeminden dolayı kimsenin iyilik ve yardım yapmaktan kaçınmaması gerektiğini bildiren ayet-i kerime, Bakara suresinin 224. ayetinin meali ve tefsiri...

Ayet-i kerimede buyrulur:

وَلَا تَجْعَلُوا اللّٰهَ عُرْضَةً لِاَيْمَانِكُمْ اَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ

Yeminlerinizden dolayı Allah’ı, iyilik etmeye, kötülükten sakınmaya ve insanların arasını düzeltmeye engel kılmayın. Allah, her şeyi işitir ve bilir. (Bakara, 2/224)

YEMİN İYİLİĞE ENGEL DEĞİL

Bilgi

Mümkün olduğunca yemin etmekten kaçınmak gerekir. Buna rağmen yemin eden kişi yemine sadakat göstermeli ve sözünün gereğini yerine getirmelidir. Ne var ki bazen edilen yeminler iyiliği ve insanların arasını düzetme gibi güzel işleri engelleyebilmektedir. Bu ise Allah’ın iradesine aykırıdır. Zira Yüce Allah her zaman iyi işler yapmamızı emretmektedir. Bu ayette ettiğimiz yeminlerin bazı iyilikleri gerçekleştirmeye mani olması hâlinde takip etmemiz gereken yol açıklanmaktadır.

Mesaj

Bir iyilikte bulunmak durumunda olan kişi, “yeminim var, yapamam” diyerek iyilikten geri durmamalıdır. Yeminini bozup yemin kefaretini ödemelidir.

Kelime Dağarcığı

Yemin: Allah’ın adını veya bir sıfatını zikrederek sözü kuvvetlendirmek.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Allah’ın adını, olur olmaz ettiğiniz yeminleriniz yüzünden iyilik yapmanızın, kötülüklerden sakınmanızın ve insanların arasını düzeltmenizin önünde bir engel hâline getirmeyin. Allah, her şeyi işiten ve bilendir.

Âyet-i kerîmenin iniş sebebiyle ilgili şöyle bir olay rivayet edilmektedir: Beşîr b. Nûmân el-Ensârî, Abdullah b. Revâha’nın kız kardeşi olan hanımını boşadı. Sonra onunla yeniden evlenmek istedi. Bu sırada Abdullah, Beşîr’in yanına gitmemeye, onunla konuşmamaya ve kız kardeşiyle onun arasını düzeltmemeye yemin etmişti. Kendisine Beşîr’in yeniden evlenme teklifi bildirilince: “Ben şöyle şöyle yapmamağa Allah adına yemin ettim. Dediğiniz şeyi yapabilmem için yemînimi bozmam gerekir” dedi. Bu olay üzerine bu âyet nâzil oldu. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 80; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VI, 65)

Yemin, Allah’ın adını zikrederek, “vallahi, billâhi” diyerek bir sözün doğuluğunu kuvvetlendirmeye çalışmaktır. Bu şekilde yapılan yeminin mânası ise, “doğru söylediğime ve dediğimi yapacağıma Allah’ı şâhit tutuyorum” demektir. İslâm’a göre insanlar ancak Allah adına yemin edebilirler; başka varlıklar üzerine yemin etmeleri caiz değildir.

En yüce varlık olan Allah adına yapılan yeminin, O’na olan tâzimin bir gereği olarak tutulması ve bozulmaması lâzımdır. Bunun için de mü’min, hangi şeye ne maksatla yemin ettiğine ve yemininin Allah’ın rızâsına uygun olup olmadığına dikkat etmelidir. Eğer yapılan yemin “iyilik yapmak, kötülüklerden sakınmak, insanların arasını düzeltmek” gibi hayırlı işleri engellemek gayesini taşıyorsa, bu Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına aykırıdır. Öncelikle böyle bir yemin yapılmamalıdır; yapıldıysa da mutlaka bozulmalıdır. Bunun Allah’a bir saygısızlık olacağı zannedilmemelidir. Bu hususu daha da açıklığa kavuşturmak üzere diğer bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“İçinizden fazilet ve servet sahibi kimseler, bundan böyle akrabalarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere mallarından bir şey vermeyeceklerine dair yemin etmesinler. Affetsinler, hoş görsünler! Öyle ya, onları bağışlamanıza karşılık Allah’ın da sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” (Nûr 24/22)

Resûlullah (s.a.s.) de şöyle buyurur:

“Bir şey hakkında yemin edip başkasını daha hayırlı gören kişi yemîninin kefâretini versin ve daha hayırlı gördüğü şeyi yapsın.” (Müslim, Eymân 12; Tirmizî, Nüzür 5)

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com