Bakara Suresinin 103. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Bakara suresi 103. ayette ne anlatılmak isteniyor? Müslümanca yaşayanlar için hayırlı bir son olacağını bildiren Bakara suresinin 103. ayetinin meali ve tefsiri.

Bakara suresinin 103. ayetinde buyrulur:

وَلَوْ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا وَاتَّقَوْا لَمَثُوبَةٌ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ خَيْرٌۜ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ۟

Eğer onlar iman edip Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap kendileri için daha hayırlı olacaktı. Keşke bilselerdi. (Bakara, 2/103)

MÜSLÜMANCA YAŞAYANLAR İÇİN HAYIRLI BİR SON VARDIR

Bilgi

Güzel sonuç, iyilik üzere yaşayanlar içindir. Hayra ulaşmak için öncelikle hayır algı ve tasavvurunun doğru olması gerekir. Nice şer görülen şeyler aslında hayır; nice hayır zannedilen şeyler de aslında şerdir. Esasında hayır, Allah’ın emir ve tavsiye ettiği, şer de Allah’ın sakındırdığıdır. Hayrın Allah’ın rızasında gizli olduğunu bilen ve buna inanan, hayırlı bir sonla karşılaşacaktır. Çünkü Allah’a iman başlı başına hayırdır.

Mesaj

  1. Hayır; hakka, hakikate, aklıselim ve dine uygun olanı yapmaktır.
  2. Hayırlı sona ulaşmak, Allah’ın şer dediğinden sakınıp hayır dediğine sarılmakla mümkündür.

Kelime Dağarcığı

Sevap: Dinî açıdan makbul sayılan davranışların ahiretteki mükâfatı.

İndillah/indellah: Allah katında.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Eğer onlar iman edip Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, Allah’ın onlara vereceği sevap elbette daha hayırlı olacaktı. Keşke bunu bilselerdi!

Bütün bunlara rağmen, Ehl-i kitap, Allah’a îman edip günahlardan sakınsalardı, kendileri için daha hayırlı olurdu. Zira rahmeti bol olan Rabbimizin vereceği küçücük bir ecir bile, onların çeşitli entrikalarla insanlardan sağladığı menfaatlerden daha büyük ve daha hayırlıdır.

Bu âyet-i kerîme, Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin genişliğini ve tevbe kapısının dâimâ açık olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda, Allah’a îman etmekle birlikte, günahlardan sakınmanın da ne kadar mühim olduğu gözler önüne serilmektedir.

Görüldüğü gibi Yahudiler, Allah Resûlü’nün (s.a.s.) peygamberliğine îman etmemek için bitmez tükenmez bahaneler uydurmuş ve çeşitli yalanlara başvurmuşlardır. Bununla birlikte sihrin her çeşidini tatbik ederek insanları aldatmış, Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’e hürmetle hitap ediyormuş gibi davranıp kendilerince ona hakaret etmeye çalışmışlardır. Binaenaleyh mü’minler, o hasetçilere uymayıp Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’e sahip çıkmalı ve kıymetini bilmelidirler.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com