Ashâb-ı Kirâm'ın Peygamber Efendimiz'e Sevgisi

PEYGAMBERİMİZ

Abdullah bin Hişâm’ın anlattığı şu rivâyet, Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimizʼe muhabbetimizin hangi seviyede olması gerektiğini göstermesi bakımından çok mânidardır...

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İ CANIMIZDAN ÇOK SEVMELİYİZ!

“Bir defasında Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- ile birlikte bulunuyorduk. Rasûl-i Ekrem -sallâllahu aleyhi ve sellem-, orada bulunanlardan Hazret-i Ömer’in elini avucunun içine almış oturuyordu. O sırada Ömer -radıyallahu anh-:

“–Yâ Rasûlâllah! Sen bana canımın dışında her şeyden daha sevgilisin!” diyerek Rasûlullâh’a olan muhabbetini ifâde etti.

Onun bu sözüne karşılık Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“–Hayır, ben sana canından da sevgili olmalıyım!” buyurdu.

Hazret-i Ömer -radıyallahu anh- hemen:

“–O hâlde Sen’i canımdan da çok seviyorum yâ Rasûlâllah!” dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“–İşte şimdi oldu.” buyurdu. (Buhârî, Eymân, 3)

"PEYGAMBER EFENDİMİZ'LE EN SON NE ZAMAN GÖRÜŞTÜN?"

Ashâb-ı kirâmın Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem-’e muhabbetleri o derecedeydi ki, hanım sahâbîler, evlâtları, Allâh’ın Rasûlü ile uzun müddet görüşmedikleri zaman onları azarlıyorlardı. Huzeyfe -radıyallahu anh-, birkaç gün Efendimiz-sallâllahu aleyhi ve sellem-’i görmediği için annesi ona kızmış ve onu azarlamıştı. Kendisi bunu şöyle nakletmektedir:

Annem bana:

“–Peygamber Efendimiz’le en son ne zaman görüştün?” diye sordu.

Ben:

“–Birkaç günden beri O’nunla görüşemedim.” dedim. Annem çok kızdı ve beni fenâ şekilde azarladı.

“–Anneciğim! Dur kızma! Hemen Rasûlullah Efendimiz’in yanına gideyim, O’nunla beraber akşam namazını kılayım ve O’ndan benimle senin için istiğfâr etmesini talep edeyim.” dedim... (Tirmizî, Menâkıb, 378; Ahmed, V, 391-2)

HAZRET-İ MUS'AB'IN RASÛLULLAH SEVGİSİ

İkinci Akabe Bey’ati’nde kafilenin başında gelen Mus’ab -radıyallahu anh-, kendi evinden önce Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanına gitti. Medînelilerin büyük bir hızla İslâm’ı kabûl ettiklerini haber verdi. Allah Rasûlü -sallâllahu aleyhi ve sellem-, Mus’ab’ın getirdiği haberlerle mesrûr oldu.

Hazret-i Mus’ab’ın önce Fahr-i Kâinât Efendimiz’in yanına gitmesi, müşriklerden olan annesinin kulağına gidince çok kızdı. Mus’ab -radıyallahu anh- ise:

“–Ben Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem-’den önce kimsenin yanına gitmem! O varken kimseye öncelik veremem!” dedi.

Efendimiz’den izin istedikten sonra annesinin yanına gitti ve onu İslâm’a dâvet etti. (İbn-i Sa‘d, III, 119)

Nitekim, Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e olan sonsuz muhabbetleri dolayısıyla ashâb-ı kirâm bir seferden döndüklerinde önce Efendimiz’in yanına uğrar, O’nun mübârek yüzüne doya doya bakar, kendisine selâm ve hürmetlerini arz eder, daha sonra evlerine giderlerdi. (Ahmed, IV, 437-438)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gönüller Sultanı Efendimiz'e Muhabbet, Erkam Yayınları.