Altınoluk'ta Neler Var?

GÜNDEM

Altınoluk Dergisi Ocak [2015] sayısında “Hayatta İken “İnna Lillah” Diyebilmek –Biz Allah’a Aitiz– ifadesini başlığa taşıyor. Altınoluk’un çıkış safhasından itibaren her şekilde içinde yer alan bir gönül dostu Fahreddin Tivnikli Bey’in geçen ay içinde dâr-ı bekâya uğurlanışına adanan bir sayı olma özelliğini de taşıyor bu ay ki Altınoluk.

Miladi 2015’teyiz. Bir 365 günü daha geride bıraktık. Amel defterimize bir yıllık yazıyı daha yazdırdık. Ahiret alemine biraz daha yaklaştık. Ne kadar acaba bizim için tayin edilen ömür süresi ve önümüzde ne kadarlık zaman kaldı?

Altınoluk’un çıkış safhasından itibaren her şekilde içinde yer alan bir gönül dostumuz, kardeşimiz, Fahreddin Tivnikli Bey’i dâr-ı bekâya uğurladık geçtiğimiz ay içinde.

Fahreddin Bey’in Altınoluk’la ilişkisi öyle böyle bir ilişki değildi. Her ay onun adına, mesela belki Rusya’daki bir cezaevine, belki Filipinler’deki bir Müslümana, belki İtalya’daki bir mü’mine, Edirne’deki bir üniversite öğrencisine Altınoluk ulaştığını düşünün. Altınoluk’un ihtiva ettiği mesajı binlerce yürekte çoğaltan bir insandı Fahreddin Bey. O gitti. Yaşı 59’du. Kimin ne garantisi var ki, 59 yıla ulaşmaya?

CAN İLE MAL İLE ALLAH YOLUNDA BİR ADANIŞ

Altınoluk Dergisi’nin bu sayımızın kapağına “Hayatta iken ‘İnna lillah – Biz Allah’a aitiz’ diyebilmek” ifadesi bulunuyor. Gidenler için “İnna lillah” demek, katlanmayı, razı olmayı ifade ediyor, boyun eğmeyi, teslim olmayı ifade ediyor. Bu da gerekli. Yüreklerin selamete ermesi, sükun bulması için. Ama hayatta iken “İnna lillah” demek, hayat için adanma anlamına geliyor. “Can da mal da Allah yolunda” gibi bir adanış.

Bir yılın başında – sonunda, hayat muhasebesi yapmak bâbında, elimizi şakağımıza koyup düşünelim diye Altınoluk, önce kendi yüreğine, beraberinde okuyucularının, dostlarının yüreğine sesleniyor.

Fahreddin Bey de, ebediyyet yolculuğuna çıkarken, bir hizmet daha yaparak, bize böyle bir ikâzı bırakarak Hakk’a yürüdü. Ne diyelim, Fuzuli en güzelini söylemiş “Canı Canan dilemiş, vermemek olmaz ey dil, Ne niza eyleyelim, ol ne senindir ne benim.”

ALTINOLUK OCAK 2015’TE NELER VAR?

Ahmet Taşgetiren, dosya konusu bağlamında "Hayatta İken ‘İnna Lillah’ Diyebilmek…" başlıklı yazısı ile okurları selamlıyor.

Dr. Adem Ergül, "İmanda Sadâkat Nişanı: Adanmışlık" başlığında sadâkat imtihanını gündeme taşıyor.

Prof. Dr. Süleyman Derin, bu ay ki yazısında "Sufilerde Kalp Hassasiyeti"ni anlatıyor.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, "Muhabbetin Kantarı Fedakârlıktır" başlıklı yazısında İslam’ın fedakârlık dini olduğunu dile getiriyor.

İsmail Lütfi Çakan, "Yetişin Ey Ümmet-i Muhammed" sözünün hafızamızdaki karşılığını anlattığı yazısında “ümmet-i Muhammed” ile neleri kastettiğimizi anlatıyor bu ay.

Ali Rıza Temel, "Baba Ocağına Dönüş" başlıklı yazısında bütün Müslümanları aile fertleri gibi bir arada tutan Ümmet Otoritesi kaybolunca İslam ülkelerinin içine düştüğü durumu derinlikli bir şekilde işliyor.

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com