Teyakkuz Halinde Yaşamak

KİTAPLIK

Kaygan bir zeminde yaşadığımız şu günlerde tetikte durup, teyakkuz halinde yaşamak için savunma silahlarını kuşanmak, temiz kalmaya çalışmak, kirlenmeme hassasiyeti taşımak gerekiyor. Altınoluk Dergisi Mayıs [2015-351.] sayısında "Kirlenmeme Hassasiyeti"ni kapağına taşıyor.

Bundan 100 yıl önce, sokakla mescidin iklimi birbirine yakındı. Mescide çağrıldığında insanın, sokaktan kopup oraya girmesi daha kolaydı. Ama şimdi sokak, insanın kalbini, zihnini, gözünü, kulağını, elini kolunu öylesine bağlıyor ki, oradan kopup mescide yönelmek için her çağrıda adeta kendi içimizde bir fetih yaşamamız gerekiyor.

Sokak ve hayat... Onunla içiçeyiz. Hayatımız kuşatılmış bir hayat. Nefislerimizin “kötülüğü emreden boyutu”nun önünde açılmış akıl almaz bir alan bulunuyor. Şeytan müesseseleşmiş bir biçimde insanın önüne tuzak üstüne tuzak kuruyor.

Nasreddin Hoca’nın ifadesiyle taşların ağlı köpeklerin serbest olduğu bir küresel – yerel dünya sahnesi.

Allah’a giden yollar kesilmiş. İnsanın dünya hayatına razı olması ve Ahireti unutması için her türlü dünya donanımı oluşturulmuş. Kolay ulaşılan günahlar... Süslenmiş günahlar. İnsanın içine sindirmesi için gerekçeler üretilmiş günahlar. İnsanın tüm zaaflarını hesaba katarak doğrudan onların hedef alındığı bir psikolojik savaş mekanizması...

Kuşkusuz günahın yanında tevbe var. Kuşkusuz insanın günah – tevbe ilişkisi de, Allah Teala’ya yakınlaşma ve Şeytan’la hesaplaşma gayretinin merdivenlerinden birisi.

Ama kirlene kirlene de temizliğe varılmıyor. Ama günah çukuruna düşe düşe de Allah’a doğru yol alınmıyor.

Günah – tevbe gel gitinde kalbin yalama olma tehlikesi var. Günahların içinden “nasuh – bir daha işlememe”ye götüren, “Ben ne yaptım, Rabbimin hoşnutsuzluğuna vesile oldum” duyguları yaşayan bir tevbe ile buluşabilsek amenna... Günah yüzümüze yediğimiz bir şamar hassasiyeti oluştursun ve biz, onun şoku ile Rabbimize yönelelim.

Ama kuşatılmış dünyada, beyne – kalbe mesaj taşıyan tüm antenlerimiz kirlenmişlikle malül. Olağanüstü bir hassasiyet gösterilmesi gereken zamandayız. İşte bu anlamda Altınoluk “Kirlenmeme hassasiyeti” çağrısı yapıyor.

Onunla birlikte “Dualarımız neden kabul edilmez?” diye sorduk. Biliyoruz “Üd’uni estecib leküm – Dua edin icabet edeyim” diye buyuran bir Rabbimiz var. Biliyoruz, Peygamberimiz, tevbenin insan için ihya edici özelliğini bildirme babında “Siz hiç günah işlemeseniz Allah günah işleyecek ve tevbe edecek bir kavim getirir, onları affeder” buyurmuş...

Duanın ve tevbenin kapısı kapanmaz elbet. Ama ellerimiz çamura bulanmışken nasıl açılır o Kutlu Dergaha ki, diye sormaktan da kendimizi alamıyoruz.

Kirlenmemeye itina... Çağrımızın gayesi bu. Rabbimizle temiz, tertemiz ilişkiler kurma çağrısı... Huzur-u ilahiye tertemiz varma çağrısı. Rabbimizden dileyelim, kolaylaştırsın bu dünyadan Yüce Huzuruna temiz varabilme gayretimizi.

ALTINOLUK'TA NELER VAR?

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi “Gönül Bahçesinden Hak Dostlarından Hikmetler” üst başlığında “Bâyezîd-i Bistâmî -4″ Hazretleri’ni anlatıyor.

Dr. Adem Ergül, Tertemiz Kalmak, Tertemiz Olmak,

Ahmet Taşgetiren, Kirlenmeme Hassasiyeti,

Prof. Dr. Süleyman Derin, Dünya Kirlerine Bulaşma

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, Kirlenmemek mi Temizlenmek mi?

Nureddin Yıldız ile "Gönülleri Dezenfekte Seferberliği Başlatmalıyız",

Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Esad-ı Erbili Hz.leri'nin Vefatı ve Hayat Kronolojisi,

Beytullah Demircioğlu “Dünya Gündemi” köşesinde Mezhebi Kaygılardan Ümmetin Kaygılarına Sıra Gelmiyor,

Mehmet Dinç, Kumandan Olduğumuz Kalpler, başlıklı yazılarıyla Altınoluk Dergisi'nin Mayıs sayısında okuyucuyla buluşuyor.

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com