Allah Katında En Makbul Amel

Hizmet

Hayâtında hizmeti düstûr edinen kimse, yaşadığı cemiyette hangi mevkîde bulunursa bulunsun, Hak katında pek kıymetli bir makam sahibi demektir.

Binâenaleyh onun ecir ve mükâfâtı da o nisbette büyük olacaktır:

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendisine hizmet eden bir zâta sık sık:

“–Bir ihtiyacın ve isteğin var mı?” diye sorardı. Bir gün yine ona böyle sorduğunda o sahâbî:

“–Dileğim vardır yâ Rasûlâllah!” dedi. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Nedir dileğin?” diye sordu. O zât:

“–Kıyâmet günü bana şefaat etmendir!” deyince, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Bunu istemeni sana kim öğretti?” diye sordu. Sahâbî:

“–Rabbim!” dedi. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:

“–Öyleyse sen de çok secde ederek bu hususta bana yardımcı ol!” buyurdu. (Ahmed, III, 500)

Yine Nebiyy-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse, yol üzerinde bir ağaç dalı gördü ve; «Allâh’a yemin ede­rim ki bunu, müslümanları rahatsız etmemesi için buradan kaldıracağım.» dedi, (kaldırdı ve) bu yüzden cennete nâil oldu.” (Müslim, Birr, 128)

“Bir şahıs yolda yürürken önünde bir diken dalı gördü ve onu kenara attı. Bu sebeple Allah ondan râzı oldu ve kusurlarını affetti.” (Buhârî, Ezân 32, Mezâlim 28; Müslim, Birr 127, İmâre 164)

Unutmamak îcâb eder ki Hakk’ın rızâsı bâzen samimiyetle yapılan küçük bir amelde gizlidir. Dolayısıyla küçük-büyük demeden her çeşit faydalı hizmete koşarak devamlı sûrette Hakk’ın rızâsını aramak îcâb eder. Zira Allah rızâsı için insanlara hizmet etmek, Hak katında en makbûl ameldir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları