Al-i İmran Suresinin 43. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Al-i İmran suresinin 43. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’a ibadet edilmesini emreden ayet-i kerime; Al-i İmran suresinin 43. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.

Ayet-i kerimede buyrulur:

يَا مَرْيَمُ اقْنُت۪ي لِرَبِّكِ وَاسْجُد۪ي وَارْكَع۪ي مَعَ الرَّاكِع۪ينَ

“Ey Meryem! Rabbine ibadet et, secdeye kapan ve rükû edenlerle beraber rükû et!” (Âl-i İmrân, 3/43)

RÜKÛ EDENLERLE BERABER RÜKÛ ETMEK

Bilgi

Hz. Meryem (a.s.), Yüce Allah tarafından seçilmiş ve bir erkekle birlikte olmadığı hâlde Hz. Îsâ’yı (a.s.) dünyaya getirmek üzere görevlendirilmişti. Bu, büyük bir şeref olduğu gibi bazı zorlukları da vardı. Hz. Meryem’in (a.s.) hem hamileliğin sıkıntılarına hem de insanların dedikodularına katlanması gerekecekti. Onun bir çocuk doğuracağını müjdelemek üzere yanına gelen melekler, ibadete sarılmasını ve ibadet eden diğer müminlere katılmasını öğütlediler. Ayette meleklerin bir sözü aktarılmaktadır.

Mesaj

  1. Seçkin insanlar da dâhil olmak üzere bütün kulların vazifesi, Allah’a ibadet etmektir.
  2. İbadet, insanı sıkıntılarından kurtaran, onu huzura kavuşturan sakin bir liman gibidir. Nitekim secde kulun Rabbine en yakın olduğu andır.

Kelime Dağarcığı

Rükû: Eğilmek, Allah’ın yüceliği karşısında eğilerek acziyetini ve tevazuunu ortaya koymak.

Râkiîn: Rükû yapanlar.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Bir vakit melekler şöyle demişti: “Meryem! Şüphesiz ki Allah seni seçti, tertemiz yaptı ve seni dünyadaki bütün kadınlara üstün kıldı.”
  2. “Meryem! Rabbine gönülden itaat et, secdeye kapan ve rukû edenlerle beraber sen de rukû et.”

Allah Teâlâ, Hz. Meryem’i mühim bir vazife için seçmiş ve bu sebeple ona başka hanımlarda olmayan bir takım hususiyetler ihsan etmiştir. 42. âyette onun “iki kez seçildiği”nden ve “tertemiz kılındığı”ndan bahsedilir. “Birinci seçiliş”i şöyle izah etmek mümkündür: Allah onu, kadın olmasına rağmen geleneğe aykırı bir şekilde Beyt-i Makdis’in hizmetine seçmiştir. Onu kendi katından cennet nimetleriyle rızıklandırmıştır. Sadece ibâdetle meşgul olabilmesi için diğer meşgalelerden uzaklaştırmış, bu bakımdan ona çeşitli lutuf ve ihsanlarda bulunmuştur. Ona meleklerin konuşmalarını duyabilme mertebesini lutfetmiştir. “İkinci seçiliş”ten maksat ise şudur: Hz. İsa’yı babasız dünyaya getirmiştir. Hz. İsa, doğar doğmaz konuşarak, annesiyle alakalı ileri sürülen iftira ve töhmetleri bertaraf etmiş; onun tertemiz olduğuna şehâdette bulunmuştur. Allah onu ve oğlunu bütün insanlar için bir mûcize kılmıştır. Bununla birlikte Cenab-ı Hak Hz. Meryem’i tertemiz kılmıştır: Onu günah ve isyandan uzaklaştırmış, her türlü çirkin söz ve fiilden beri kılmış, erkeklerin dokunmasından, hayız ve nifastan da temiz tutmuştur. Özellikle yahudilerin iftiralarından uzak olduğunu açıkça beyân etmiştir. (bk. Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 174; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VIII, 38) Bu şekilde sahip olduğu mümtaz vasıflarıyla Hz. Meryem, dünyadaki bütün kadınlardan üstün bir dereceye yükselmiştir. Onlardan hiçbirine Hz. Meryem’e verilen husûsiyet ve vazîfe verilmemiştir.

Resûlullah (s.a.s.), Hz. Meryem’in faziletiyle alakalı olarak şöyle buyurur:

“Cennet ehlinin en hayırlı kadını İmrân kızı Meryem ve yine onların en hayırlısı Huveylid kızı Hatice’dir.” (Buhârî, Enbiyâ’ 45; Müslim, Fezailü Sahâbe 69)

“Erkeklerden kemâle erenler çoktur. Fakat hanımlardan sadece İmrân kızı Meryem, Firavun’un hanımı Âsiye kemâle ermiştir.” (Buhârî, Enbiyâ’, 46; Müslim, Fezailü Sahâbe 70)

Melekler Hz. Meryem’e (a.s.), bu kadar büyük ilâhî ihsanlar karşısında ihlâslı ve devamlı bir kulluk halinde olmasını emir ve tavsiye etmişlerdir. Huşû içinde, boyun bükerek, gönülden taatte bulunmasını, secdelere kapanarak ibâdet etmesini, rukû edenlerle beraber rukû ederek mâbette cemaatle namaza devam etmesini istemişlerdir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com