Af ve Merhamet Peygamberi

Nübüvveti

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) af ve merhamet sahibi olduğunu gösteren ve bu sayede nice ölü kalbin iman selametine ulaştığı eşsiz örnekler...

O Rahmet Peygamberi, çok sevdiği amcası Hazret-i Hamza’yı şehîd eden Vahşî’yi ve onu azmettiren Hind’i îmân etmeleri üzerine affetmişti. Muhtereme kızı Hazret-i Zeyneb’i hâmileyken mızrağıyla iterek devesinden düşüren, böylece onun, hem yavrusunu hem de bir müddet sonra hayatını kaybetmesine sebep olan azılı İslâm düşmanı Hebbâr bin Esved’i dahî, îmân ile huzûruna geldiğinde kelime-i tevhîdin hatırına affetmişti.

Yıllarca Müslümanlara kan kusturan Mekkeli müşrikleri, kısas olarak kılıçtan geçirme gücüne sahip olduğu Mekke Fethiʼnde, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Kâbe’de toplanmış olan halka sordu:

“–Ey Kureyş topluluğu! Şimdi benim, sizin hakkınızda ne yapacağımı sanırsınız?”

Kureyşliler:

“–Biz Sen’in hayır ve iyilik yapacağını umarak; «Hayır yapacaksın!» deriz. Sen, kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin! Kerem ve iyilik sahibi bir kardeş oğlusun!..” dediler.

Bunun üzerine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Ben de Hazret-i Yûsuf’un kardeşlerine dediği gibi; «…Size bugün (eski yaptıklarınız sebebiyle) hiçbir başa kakma ve ayıplama yok! Allah sizi affetsin! Şüphesiz O, merhametlilerin en merhametlisidir.» (Yûsuf, 92) diyorum. Haydi gidiniz, artık serbestsiniz!” buyurdu.

Bu fazîlet karşısında nice ölü kalpler, İslâm ahlâkının af ve merhamet iksiriyle dirilip îman saâdetine nâil oldu.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed, Erkam Yayınları