Abese Suresinin Meali

KUR’ÂNIMIZ

Abese ne anlama gelir? Abese sûresinin anlamı veyahut mealini yazımızda okuyabilirsiniz...

Abese sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 42 âyettir. İsmini, “yüzünü ekşitmek, buruşturmak, surat asmak, bir şeyden hoşlanmadığını yüz ifadeleriyle belirtmek” mânalarına gelen عَبَسَ (‘abese) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 80, iniş sırasına göre ise 24. sûredir.

ABESE SURESİNİN MEALİ

Abese sûresi, 42 âyettir.

  1. Yüzünü ekşitti ve sırtını döndü,
  2. Yanına o âmâ geldi diye.              
  3. Nereden biliyorsun, belki o senden öğrenecekleriyle temizlenip arınacaktı?        
  4. Yahut düşünüp öğüt alacaktı da, bu öğüt ona fayda verecekti?  
  5. Fakat kendisini ihtiyaçsız görüp seni dinlemeye tenezzül etmeyene gelince,       
  6. Belki Müslüman olur diye sen ona yöneliyorsun.              
  7. Halbuki onun İslâm’a girip arınmamasından dolayı sana bir sorumluluk yoktur.
  8. Öte yandan, sana büyük bir istekle koşarak gelen,           
  9. Üstelik Allah’a karşı saygı ve korkuyla dopdolu olarak gelmişken,             
  10. Sen ona gereken alakayı göstermiyorsun!           
  11. Bir daha böyle yapma! Çünkü bu Kur’an âyetleri bir hatırlatma ve bir öğüttür.   
  12. Dileyen ondan öğüt ve ders alır.              
  13. Kur’an çok şerefli sahîfelerde kayıtlıdır;
  14. Allah katındaki değeri yüce ve tertemiz sahifelerde.       
  15. Kâtiplerin elleriyle yazılmıştır, taşınmıştır;
  16. Allah’a karşı saygıyla dolu, itaatkâr, çok değerli, iyilik timsâli katiplerin!
  17. Kahrolası insan; ne kadar da nankördür o!          
  18. Bir düşünse, Allah onu hangi şeyden yarattı?     
  19. Bir damlacık sudan! Yarattı da onu en güzel biçimine koydu.      
  20. Sonra ona anasından doğma, dünyada yaşama, hayır ve şerden birini seçme yolunu kolaylaştırdı.
  21. Sonunda onu öldürüp kabre koyacak.    
  22. Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltecek.         
  23. Ne var ki o inkârcı insan, Allah’ın kendisine emrettiklerini tam olarak yerine getirmez!
  24. İnsan, yediği yiyecekleri Allah’ın nasıl yaratmakta olduğunu bir düşünsün!          
  25. Biz yağmuru şarıl şarıl akıtıyoruz.             
  26. Sonra toprağı uygun şekilde yarıyoruz.  
  27. Böylece orada yetiştiriyoruz ekinler, dâneler,    
  28. Üzüm bağları, sebzeler ve yoncalar,       
  29. Zeytinlikler ve hurmalıklar,         
  30. İri iri, sık ağaçlı bahçeler,
  31. Çeşit çeşit meyveler ve çayırlar.               
  32. Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için yapıyoruz.          
  33. Çarpınca kulakları sağır eden o şiddetli çığlık geldiği zaman!        
  34. O gün insan kaçar kardeşinden,               
  35. Annesinden, babasından,           
  36. Karısından ve oğullarından!        
  37. O gün onlardan her birinin başından aşkın bir işi, kendine yetecek bir derdi ve belâsı vardır.
  38. Yüzler vardır o gün pırıl pırıldır.
  39. Güleçtir, sevinçlidir.       
  40. Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmıştır.  
  41. Onları karanlık bürümüştür.       
  42. Onlar Allah’ın sınırlarını aşıp günaha dadanmış kâfirlerdir.

Kaynak: kuranvemeali.com