Cenneti Müjdeleyen Hikâye

Şahsiyeti

Allah Rasûlü’nün, dört kişinin taşıyabildiği garrâ adlı bir yemek kabı vardı.

Kuşluk vakti girip Duhâ namazı da kılındıktan sonra, içinde tirit bulunan bu yemek kabını getirdiler. Ashâb-ı kirâm da etrafına toplandı. Sahâbîler çoğalınca Rasûlullah (s.a.v.) de diz çöküp oturdu. Bunu gören bir bedevî, böyle mütevâzı bir oturuş karşısında hayret ederek ve biraz da yadırgayarak:

“–Bu nasıl bir oturuş böyle?” dedi.

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz de:

اًيدِنَا عًارَّبَى جِنْلَعْجَ يْمَلَا، وًيمِرَا كًدْبَى عِنَلَعَ اللّٰه ج َّنِإ

“Allah Teâlâ beni cömert ve güzel ahlâk sahibi bir kul olarak yarattı, zorba ve inatçı bir zâlim kılmadı.” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Et‘ime, 17/3773) Yani aslâ mağrur ve kibirli insanlar gibi hareket etmeyeceğini beyân etti.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN GÜNLÜK HAYATI

Enes (r.a.) buyuruyor ki:

“Rasûlullah (s.a.v.) hastaları ziyaret eder, cenazelerde bulunur, kölelerin dâvetlerine gider, merkebe binerdi. Hayber’in fethedildiği ve Benî Kureyza üzerine yüründüğü gün, yuları hurma liflerinden olan bir merkebe binmişti. Altında da liften yapılmış bir semer vardı.” (Tirmizî, Cenâiz, 32/1017; İbn-i Mâce, Zühd, 16; Hâkim, II, 506/3734) Ebû Mûsâ (r.a.) da şöyle buyurur:

“Rasûlullah (s.a.v.) merkebe biner, kaba yünden elbise giyer, oturup koyunun sütünü sağar, misafirleriyle ilgilenir, onlara (bizzat) hizmet ve ikrâm ederdi.” (Hâkim, I, 129/205)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), yüksek bir koltuk veya taht üzerinde değil, ashâbının arasında otururdu. Bu sebeple, bir yabancı geldiğinde, hangisinin Efendimiz olduğunu sormadan bilemezdi. (Bkz. Nesâî, Îmân, 6)

Allah Rasûlü (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Kim Allah Teâlâ Hazretleri’nin rızâsı için bir derece tevâzû gösterirse (alçak gönüllü olursa), Allah onu bu sebeple bir derece yükseltir. Kim de Allâh’a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i sâfilîne (aşağıların aşağısına) atar.” (İbn-i Mâce, Zühd, 16)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Fahr-i Âlem - Habîb-i Hüdâ Hz. Muhammed Mustafâ, Erkam Yayınları