Zekvan İbni Abdikays (ra) Kimdir?

Zekvan ibni Abdikays -radıyallahu anh-, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizle Akabe’de buluşup İslam’ın nuruna kavuşan ilk yiğitlerden!.. İslam’ın ilk günlerinde Mekke’ye gelip müslüman olan Medineli sahabilerden!.. O, hem Muhacir hem de Ensar diye anılan bir bahtiyar!..

Zekvan ibni Abdikays, Medine’de doğup büyüdü. Hazrec kabilesinin Âmir ibni Züreyk oğulları koluna mensubtur. İslam’la şereflenişi şöyle olmuştur:

“-Medine’nin ileri gelenlerinden Es’ad ibni Zürare ile bir konuda ihtilafa düşmüşlerdi. Buna bir çözüm bulmak için Mekke’ye gidip müşriklerden Utbe ibni Rebia’nın hakemliğine başvurmaya karar verdiler.

Mekke’ye geldiklerinde Utbe ibni Rebia onlara öncelikle şu tavsiyede bulundu: “İçimizden Muhammed adında biri çıktı. Peygamber olduğunu söyleyerek bizi birbirimize düşürdü. Bizi atalarımızın yolundan çevirmek istiyor ve putlarımızı inkar ediyor. Sakın onunla görüşmeyin. Onun sözleri sihir gibi. Ondan uzak durun. Onunla konuşmayın” diyerek dikkatlerini çekti.

ZEKVAN İBNİ ABDİKAYS'IN MÜSLÜMAN OLUŞU

Zekvan ile Es’ad da son dinin ve son peygamberin geldiğini duymuşlardı. Onlar da bu konuda bir merak ve arayış içindeydiler. Utbe’nin sözüne bakmadan, onu dikkate almadan gizlice Rasulullah Efendimizi sordular, buldular ve huzuruna vardılar. Efendimiz onlara Kur’an okudu. Sohbet etti ve İslam’ı anlattı. Onların da İslâm’a girmelerini teklif etti.

İki Cihan Güneşi Efendimiz’in sohbetinden çok etkilenen Zekvan ibni Abdikays ile Es’ad ibni Zürare’nin gönüllerinde büyük bir değişiklik meydana geldi. Kalblerine derin bir huzur doldu. İman nuru kalblerine girdi ve hiç tereddüt etmeden hemen kelime-i şehadet getirerek İslam’la şereflendiler. Müslüman olarak Medine’ye döndüler. (İbni Sa’d, I, 218)

Medine’nin iki yiğit, kahraman evladı kendi kabilelerinden başlayarak İslâm’ı anlatmağa başladılar. Son dinin peygamberini tanıtmağa çalıştılar. Bir çok kimsenin Mekke’ye giderek Sevgili Peygamberimizle buluşmasına zemin hazırladılar.

AKABE BİATI

Zekvan ibni Abdikays, 620 yılında Akabe’de Rasulullah Efendimiz’le görüşen altı kişilik Medine’li grup arasında yer aldı. 621 ve 622 yıllarında da Akabe biatlarında bulundu.

Zekvan Medine’yi hicrete hazırlayan yiğitlerdendir. Hicret günlerinde ilk Muhacirler Medine’ye gelince hicret etmenin ne büyük sevab olduğunu öğrendi. Kendisi de bu sevabtan mahrum kalmamak için Mekke’ye gidip yerleşti. İki Cihan Güneşi Efendimizle birlikte bir müddet orada kaldı. Daha sonra hicret eden Muhacir gruplardan birine katılarak Medineye hicret etti. Böylece o, hem Ensar hem de Muhacirlerden sayıldı. O tarihden sonra sahabe arasında “ muhacir-ensar” diye anıldı. (İbni Hacer II, 338)

Aslında şu rivayete göre Akabe Bey’atında bulunan Ensar, Muhacir sayılmaktaydı.

İbn Abbas’a göre; Rasûlullah ile Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer nasıl Mekkeli müşrikler yüzünden Medine’ye hicret ederek Muhacirlerden oldularsa, Ensar’dan olanlar da, şirk yurdu olan Medine’den Akabe gecesinde Rasûlullah’ın yanına gelmekle, Muhacirlerden olmuşlardır.” diye nakletmektedir. (Nesâî, Sünen, c.7 s.144-145. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, 2/288.)

MUHACİR VE ENSAR ARASINDA KARDEŞLİK AKDİ

Rasül-i Ekrem Efendimiz hicretten sonra ilk iş olarak Muhacirle, Ensar arasında kardeşlik akdini gerçekleştirdi. Bu akid sırasında Zekvan’ı, Mus’ab ibni Umeyr ile kardeş ilân etti. Zekvan, elindeki maddi imkanları muhacir kardeşlerinin hizmetine sundu. Onlara fedakarane bir şekilde yardımcı olmaya çalıştı. Hatta bir kısım mülkünü ucuz fiyata muhacir kardeşlerine sattı.

Sa’d ibni Ebi Vakkas ondan iki deve karşılığında “Sükyâ Kuyusu”nu satın aldı. Bu kuyu, Medine’nin tatlı suyu ile meşhur olan kuyularındandı. (İslam Ansiklopedisi c.44, s.222. İbni Şebbe I, 158-159)

HZ. MUHAMMED'İN GECE BEKÇİSİ

Zekvan ibni Abdikays, Bedir ve Uhud Gazvelerine katılmış bir kahramandır. Bedir’de “Üseyl Vadisi”nde, Uhud’da “Şeyhayn”de, Fahr-i Kâinat Efendimiz’in çadırı etrafında gece bekçiliği yapmıştır. Onun bu muhabbet dolu hizmetini M. Asım Köksal hocaefendi “İslam Tarihi” eserinde şöyle nakleder:

“İslâm ordusu Uhud’a giderken, geceyi Şeyhayn’de geçirdi. Peygamberimiz orada, ashabına ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kıldırdı. Muhammed ibni Mesleme’yi elli kişilik bir muhafız birliğinin başına geçirip, onları ordunun çevresinde dönüp dolaşmakla görevlendirdi.

Peygamberimiz Şeyhayn’de yatsı namazını kıldırdıktan sonra ashabına döndü ve:

“Bu gece bizi kim bekler?” diye sordu.

Karanlıkta bir zât ayağa kalkıp: “Ben!” dedi.

Peygamberimiz, ona: “Sen kimsin?” diye sordu.

O zât: “ Zekvan ibni Abdi Kays’ım!” dedi.

Peygamberimiz, ona: “Sen otur!” buyurdu.

Biraz sonra, Peygamberimiz, yine: “Bu gece bizi kim bekler?” diye sordu.

Yine bir zât ayağa kalkıp: “Ben!” dedi.

Peygamberimiz, ona da:”Sen kimsin?” diye sordu.

O zât da: “Ben Ebu Seb’im!” dedi.

Peygamberimiz, ona da: “Sen otur!” buyurdu.

Peygamberimiz, yine: “Bu gece bizi kim bekler?” diyerek sorusunu tekrarladı.

Yine bir zât ayağa kalktı ve: “Ben!” dedi.

Peygamberimiz, ona da: “Sen kimsin?” diye sordu.

O zât da: “Ben İbni Kays’ım!” dedi.

Peygamberimiz, ona da: “Sen otur!” buyurdu.

Aradan bir müddet geçtikten sonra: “Üçünüz de ayağa kalkınız!” buyurdu.

Ashab arasından yalnız Zekvan ibni Abdikays kalkıp huzura geldi. Peygamberimiz ona: “Öteki arkadaşların nerede kaldılar?” diye sordu.

Zekvan ibni Abdikays: “Ya Rasulallah! Geceleyin her üç sorunuza da cevap veren bendim. Benim adım, Ebu’s-Seb’ Zekvan ibni Abdikays’dır” dedi.

Onun bu muhabbet dolu davranışını takdir eden Peygamberimiz ona tebessüm edip memnuniyetini ifade ederek şöyle dedi:

“Git, sen bizi bekle, koru! Allah da seni korusun!” diye dua buyurdu.

Zekvan ibni Abdikays, hemen zırhını giyindi, kalkanını aldı. O gece nöbet tuttu, bekledi. (Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 216-217.)

Rasül-i Ekrem Efendimiz, Zekvan ibni Abdikays’ın muhabbet dolu bu davranışını ve firasetini takdir etti. Ona iltifatta bulunarak şu müjdeyi verdi:

“Yarın sabahleyin Cennetin yeşilliklerine ayak basacak bir kimseye bakmak isteyen, Zekvan’a baksın!” buyurdu. (İbn Hacer, el-İsâbe, c. 1 , s. 482. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, 4/129-130.)

Bu sözlerin şehadet anlamına geldiğini sezen Zekvan hemen evine koştu. Hanımı ve çocuklarıyla görüştü. Onlarla helalleşerek vedalaştı ve görev yerine gitti. Sabaha kadar Sevgili Peygamberimizin emrettiği yerde nöbet tuttu. Ertesi günü savaş meydanında Mekke müşriklerine karşı mücadele etti ve kahramanca savaşarak şehid düştü.

UHUD ŞEHİDİ

O gün Uhud dağı eteklerine doğru çekilen Rasûl-i Ekrem Efendimiz ashabının durumunu araştırırken Zekvan ibni Abdikays’ı sordu. Hazreti Ali, Zekvan’ın savaş meydanında sergilediği kahramanlıkları anlattı ve müşriklerden Ebu’l-Hakem Ahnes ibni Şerik’in onu şehid ettiğini kendisinin de Ahnes’i öldürdüğünü söyledi. (Vâkıdî, I, 283)

Allah ondan razı olsun. Rabbimiz cümlemize Zekvan ibni Abdikays’ın muhabbet, teslimiyet, firaset ve tebliğ ruhundan hisseler nasib eylesin. Bizleri şefaatlerine nail eylesin. Amin.

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 343, Eylül 2014

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.