Zekât'ın Anlamı Nedir?

Cemiyetin mağdur insanlarını sevindiren zekâtın, onu verenlere sağladığı kazanç daha büyüktür. Hakîkaten “temizlik” ve “sâfiyet” mânâlarına gelen “zekât”, insanın bâzı kalbî hastalık ve kötülüklerden arınması ve malın temizlenmesi gibi son derece mühim fâideleri ihtivâ eder. Öyle ki, gönlün pâk hâle gelmesi, rûhun sâfiyet kazanması ve nefsin tezkiyesindeki bu temizlik keyfiyeti, aynı zamanda peygamberlerin gönderiliş hikmetlerinden de biridir.

ZEKÂT MUHTACA VERİLECEK MİKTARIN EN DÜŞÜĞÜDÜR

“Zekât” ve “infak” kelimelerinin taşıdığı mânâ iyi tahlil edilirse, bu ibâdetin bir hikmetinin de insanı ruh, şahsiyet ve karakter bakımından maddenin esâretinden kurtararak ona hâkim kılması olduğu görülür.

Ayrıca zekât verenle verilen kişi arasında samîmiyet ve muhabbet bağının perçinlenmesine de vesîle olur. Zekât, muhtâca verilecek olan miktarın asgarîsidir. Kâmil îmân sâhipleri, buna ilâveten servetlerini sadaka, infak ve îsâr ile de tezyîn ederler.

Dünyada zengin-fakir kavgası târih boyunca süregelmiştir. Ekseriyâ fakirler zenginlere karşı kin ve hasedle bakmış, zenginler ise fakirleri basit ve sefil insanlar şeklinde değerlendirerek, gurur ve kibir ile onları hor görmüştür. Bunun istisnâsı ise, ancak Hak dînin emrettiği diğergâmlık, merhamet, şefkat ve kardeşlik telkînlerinden alınan nasîbin, zekât, sadaka gibi her türlü infak yollarıyla ictimâî hayâta yansıtılabildiği devirlerde görülebilmiştir. İslâm nazarında fakirler horlanacak kimseler değil, aksine kendilerine muhabbet beslenecek ve hürmet gösterilecek bir zümredir. Hattâ öyle ki onlar cemiyet için bir bereket ve feyz kaynağıdır. Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz’e fakir sahâbîlerle beraber olmasını ve onları görüp gözetmesini emrederek şöyle buyurur:

(Ey Rasûlüm!) Sırf rızâ-yı ilâhîyi dileyerek sabah-akşam Rablerine niyâz edenlerle birlikte (olmaya) sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme!..” (el-Kehf, 28)

FAKİR VE ZAYIFLARIN DUÂSIYLA RIZIKLANIYORUZ

Fakirlerin, İslâm toplumunda bir yük değil, aksine feyiz ve bereket kaynağı olarak kabul edildiğini, şu hadis-i şerifler açıkça göstermektedir:

Ebu’d-Derdâ -radıyallâhu anh-, Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:

“Bana zayıfları çağırınız! Çünkü siz, ancak zayıflarınız(ın duâ ve bereketi) ile rızıklandırılır ve yardım edilirsiniz.” (Buhârî, Cihâd, 76)

Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

“Allâh bu ümmete, zayıfların duâsı, namazları ve ihlâsları sebebiyle yardım eder.” (Nesâî, Cihâd, 43) buyurmuştur.

Ümeyye bin Hâlid -radıyallâhu anh-’ın rivâyet ettiğine göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, fakir olan muhâcirler hürmetine müslümanlara zafer ve yardım ihsân etmesini Allâh’tan taleb ederdi. (Bkz. Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, I, 292)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Vakıf-İnfâk-Hizmet, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.