Zağanos Paşa Kimdir?

Zağanos (Zağnos) Paşa kimdir? Zağanos Paşa ilk resmi görevini ne zaman ve ne olarak aldı? Fatih Sultan Mehmet'in şehzadelik ve Padişahlık dönemlerinde ki rolü nedir? İstanbul'un fethinden sonra ne görevler aldı? Zağnos Vadisi ve Zağnos Paşa Camii nerededir? Kısaca Zağanos Paşa'nın hayatı...

Haber: Mehmet Sait Temel

Zağanos Mehmed Paşa (ö.1462, Balıkesir), II. Mehmed saltanatında 1453-1456 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı, vezîriâzam. İstanbul'un Fethi'nden sonra sadrazamlığa getirilen ilk kişi.

ZAĞANOS NE DEMEK?

Yaygın olarak bilinen kanı; "os" sözcüğünün Rumca"da "bey" anlamına geldiği, Rumeli Beylerbeyi iken yöre halkı tarafından "şahan-zahan (şahin)" kelimeleri ile birleştirilip "Zağanos" olarak okunduğudur (atalarından Evrenos Bey gibi). Halil Ethem'e göre Zağanos sözcüğü bir çeşit şahin anlamında olup, Farsça zağan sözcüğünden Osmanlıca’ya geçmiştir. Mahmut Goloğlu ise Trabzon Rumcası’nda "martı" anlamına gelen zinos sözcüğüne bağlayıp, kaynak göstermeden sözcüğün eski Türkçe olduğunu iddia etmiştir.

Modern Türkçe sözlükte zağanos “bir cins doğan” olarak geçmekle birlikte, hangi dilden ödünç alındığı belirtilmemektedir. Farsça şahin sözcüğünün Rum ağzında bozulduktan sonra Türkçeye geçmiş formu olmalıdır.

Zağanos sözcüğünün Trabzon’da yengeç anlamında kullanılan zağana sözcüğü ile alakalı olabileceği akla gelebilir ki bu sözcük aynı zamanda yörede aksak yürüyen kişilere takılan bir lakaptır ama Paşa’nın adı Trabzon’un fethinden öncesine dayanıyorsa bu önerme geçersiz kalmaktadır. Aynı zamanda "Zağanos" Hun İmparatorunun büyük oğlunun da adıdır.

ZAĞANOS PAŞA KISACA HAYATI

Hayatının ilk yılları hakkında bilgi yoktur. Bazı araştırmalarda Rum, Arnavut veya Türk asıllı diye tanıtılır. Vakfiyesinde adının Zağanos b. Abdullah şeklinde geçmesi devşirme olduğuna işaret eder. Bir kısım literatürde adı Zağanos Mehmed olarak zikredilir. Ancak çağdaşı kaynaklarda Mehmed adı yer almaz. Dönemin bazı İtalyan kaynaklarında Arnavut asıllı olduğu ve sarayda yetiştiği bildirilir. Bu sonuncu bilgi daha doğru kabul edilebilir. Onun Fetret döneminde Çelebi Mehmed ile Mûsâ Çelebi arasındaki mücadeleler sırasında adı geçen ve Emîr Süleyman’ın oğlunun lalası olan Terzibaşı Zağanos (Âşıkpaşazâde, s. 149) olabileceği yolundaki bilgiler muhtemelen doğru değildir.

  • İlk Resmi Görevi Ne Zaman ve Ne Olarak Aldı?

Tarihî kayıtlara göre ilk resmî görevi hazinedarbaşılıktır; buna göre II. Murad döneminde saraya alınmış ve burada yetişmiş olmalıdır. Kısa bir süre sonra hazinedarbaşılıktan (Nisan 1440) Arvanitili sancak beyliğiyle taşra hizmetine çıktığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 1439’da II. Murad tarafından yapılan değişiklikler sırasında üçüncü vezir olduğu şeklindeki bilgiler (Babinger, s. 31) yanlıştır. Zağanos Paşa’nın adı özellikle II. Murad’ın, oğlu lehine tahttan feragat ettiği dönemde ön plana çıkar. Sancak beyliği sırasında II. Murad’ın Belgrad kuşatmasına katılmış ve ardından Macarlar’ın 1442-1443’te gerçekleştirdikleri karşı saldırılarda da muhtemelen orduda bulunmuştur. Son derece sıkıntılı geçen bu dönemde vezirlik makamına getirilmesinin sebebi söz konusu mücadelelerde gösterdiği başarılara bağlanabilir. Büyük ihtimalle ya bu tarihlerde veya biraz sonra II. Murad’ın kızıyla (Fatma Sultan) evlenmiştir. II. Mehmed ile nasıl tanıştığı ve onun en yakın adamları arasına nasıl girdiği konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Bununla beraber tahta ilk çıktığında henüz on iki yaşında bulunan ve ağabeyi Şehzade Alâeddin’in vefatı üzerine tek veliaht olarak kalan II. Mehmed’e bağlanıp Hadım Şehâbeddin Şâhin Paşa ile birlikte güçlü vezîriâzam Çandarlı Halil Paşa’ya karşı siyasî bir muhalefet teşkil ettiği bilinmektedir.

  • Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmed) Döneminde Zağanos Paşa

Zağanos Paşa, II. Mehmed’in 1444-1446 yılları arasındaki ilk saltanatında onun tahtta güçlü bir şekilde yerleşmesini sağlamaya çalıştı ve sürekli biçimde onu daha atak bir siyaset izlemeye teşvik etti. Bu durum Çandarlı Halil Paşa ile olan anlaşmazlığı ve çekişmeyi iyice tırmandırdı. Zağanos Paşa’nın da içinde bulunduğu grup, Varna Savaşı sırasında II. Murad’ın tekrar ordunun başına çağrılması meselesine taraftar değildi. Fiilen hükümdarlık makamında bulunan II. Mehmed’in bizzat sefere iştirak etmesini, hem onun saltanatını kuvvetlendirmek hem de kendilerinin Çandarlı Halil Paşa’ya karşı güç kazanmalarını sağlamak için teşvik ediyorlardı. Ancak Halil Paşa ağırlığını koyarak II. Murad’ın yeniden ordunun başına geçmesini temin etti. Varna Savaşı’nın ardından Halil Paşa’nın muhalefetine rağmen II. Murad’ın tahta geçmemesi ve oğlunu yerinde bırakması Zağanos Paşa için önemli bir başarı sayılır. Fakat mücadele, 1446’da Halil Paşa’nın II. Murad’ı yeniden başa geçmeye ikna ederek II. Mehmed’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanınca Zağanos Paşa ve Şehâbeddin Paşa merkezden uzaklaştırıldı. Zağanos Paşa muhtemelen emekliye sevkedilip Balıkesir’e gönderildi. Onun tahttan indirildikten sonra Manisa’ya yollanan Mehmed’in yanında bulunduğuna dair bilgiler de vardır. Ancak Manisa’ya gidişi daha sonra gerçekleşmiş olmalıdır. Bazı Osmanlı kaynaklarında hem Zağanos hem de Şehâbeddin Paşa, Manisa’da bulunan II. Mehmed’in atabegi, lalası, veziri gibi unvanlarla anılır.

  • Zağanos Paşa'nın Şehzade Mehmet'in Yetişmesinde ki Rolü

Tahtın tek adayı olan II. Mehmed’in yetişmesinde ve ilerisi için ne gibi işlerin yapılacağının planlanmasında Zağanos Paşa etkili bir rol oynadı. İstanbul’un fethi için ilk fikrî hazırlıklar da muhtemelen bu sırada gerçekleştirildi. Dönemin Bizans kaynaklarında Zağanos Paşa’nın II. Mehmed’i İstanbul’un alınması için teşvik ettiği ve bu işe büyük bir güçle sarılmasını sağladığı açıkça belirtilir. II. Mehmed 1451’de ikinci defa tahta çıktığı sırada Zağanos Paşa’nın onun yanında bulunup bulunmadığı konusunda kaynaklarda açıklık yoktur. Ancak Çandarlı Halil Paşa’yı vezîriâzamlık makamında tutan II. Mehmed’in kısa bir süre sonra Zağanos Paşa’yı yeniden vezirlik makamına getirdiği bilinmektedir. Zağanos Paşa’nın, tekrar iktidarda söz sahibi olduğunda II. Mehmed ile daha önce planlanan işler üzerinde çalışmaya başladığı tahmin edilebilir. Padişahla birlikte Karaman seferine katılan Zağanos Paşa, dönüşte İstanbul’un fethinin ilk önemli adımı sayılan Rumeli hisarının yapımı işinde mühim bir rol üstlendi, gereken malzemelerin teminiyle görevlendirildi, ayrıca diğer vezirler gibi hisarın bir kulesinin inşası bizzat ona verildi.

Zağanos Paşa’nın inşa ettiği kısımda biri Muharrem 856 (Ocak-Şubat), diğeri Rebîülâhir 856 (Nisan-Mayıs 1452) tarihli iki kitâbesi bulunmaktadır. Kitâbelerde unvanı “vezîrü’l-muazzam” şeklinde geçer. Bu husus onun II. Mehmed nazarındaki durumunu açık şekilde gösterir.

  • İstanbul'un Fetih Hazırlıklarında Zağanos Paşa

İstanbul’un fethi hazırlıkları esnasında araç gereçlerin sağlanmasında, yeni muhasara aletlerinin yapımında büyük gayret gösteren Zağanos Paşa ayrıca fethe muhalefet edenlere karşı sürekli II. Mehmed’in yanında yer aldı. Kuşatma sırasında stratejik açıdan büyük öneme sahip Haliç surları karşısındaki kesimde Galata-Kasımpaşa sırtlarında konuşlandı. Burada kurduğu, içinde havan topları bulunan bataryalarla limandaki Bizans ve İtalyan gemilerinin hareketini önlemeye çalıştı. Donanmanın karadan yürütülmesi işinde de önemli bir rol üstlendi. Onun kuşatmanın en kritik yerinde yardım gemilerinin limana girdiği 20 Nisan gecesi Osmanlı ordugâhında yaşanan sıkıntılı saatlerde muhaliflere karşı direnip kararsızlık içinde bulunan II. Mehmed’i yeniden şevke getirdiği ve muhasaranın devamını sağlamada pay sahibi olduğu bilinmektedir. Özellikle kuşatmanın son günlerinde umumi hücumun yapılacağı sırada Batı’dan gelen endişe verici haberler üzerine yapılan toplantıda Bizans’a yardım gelmesinin mümkün olmayacağını, Bizanslı müdafilerin iyice zayıflatıldığını, surların da çökertildiğini söyleyerek telâş ve endişeyi yatıştırdığı ifade edilmektedir. Ayrıca İstanbul’a girilmesinin ardından Galata’daki Cenovalılar’ın teslim olmasını sağladığı ve onlara verilen ahidnâmeyi hazırladığı belirtilmektedir.

  • Fetihten Sonra Hangi Göreve Getirildi?

Fetihten sonra görevinden alınıp idam edilen Çandarlı Halil Paşa’nın yerine Zağanos Paşa vezîriâzamlık makamına getirildi. Böylece siyasî itibarı doruk noktasına ulaştı. Hatta kızını II. Mehmed’e vererek onun kayınpederi oldu. Chalkokondyles, Zağanos Paşa’nın elde ettiği büyük gücü ifade ederek II. Mehmed’in evlendiği kızının aslında Mahmud Paşa’ya nişanlanmış olduğunu, padişahın devreye girmesiyle bunun bozulduğunu yazarsa da bu bir karıştırmadan kaynaklanmaktadır. Zira Zağanos Paşa’nın bir diğer kızının Mahmud Paşa ile evlendirildiği bilinmektedir (Kritovulos Tarihi, s. 279). Chalkokondyles’in bir başka hatası da Zağanos Paşa ile II. Mehmed’in kızının evlendirildiğini ileri sürmesidir, çünkü II. Mehmed’in bu sırada henüz yetişkin bir kızının bulunamayacağı düşünüldüğünde bunun kız kardeşiyle olan evliliğe işaret ettiği söylenebilir. Zağanos Paşa vezîriâzamlık makamında fazla uzun kalamadı. İbn Kemal onun 1456’daki Belgrad kuşatmasına vezîriâzam sıfatıyla katıldığını belirtir (Tevârîh-i Âl-i Osmân, VII, 121), bu da uğranılan başarısızlık sebebiyle azledildiğini düşündürür. H. İnalcık, Safer 859’da (Ocak-Şubat 1455) vezîriâzamlık makamında Mahmud Paşa’nın bulunduğunu, Zağanos Paşa’nın bu tarihte azledilip Balıkesir’e sürüldüğünü belirtir. Ayrıca II. Mehmed’in siyasetini sonuna kadar destekleyen ve onunla akrabalık kurmuş olan Zağanos Paşa’nın ansızın görevden alınmasını Halil Paşa’ya karşı yapılan hareketin doğurduğu memnuniyetsizliği gidermeye yönelik bir manevra kabul eder (Fatih Devri, s. 135). Hatta II. Mehmed onu görevden alırken kızını da boşamıştır (Kritovulos Tarihi, s. 279). Her hâlükârda Zağanos Paşa’nın ilk devşirme asıllı vezîriâzam olduğu açıktır. Bazı kaynaklarda onun vezîriâzamlar listesine dahil edilmemesi (Danişmend, V, 10) doğru değildir.

  • Zağanos Paşa'nın Asker Faaliyetleri

II. Mehmed, Zağanos Paşa’yı yakınında tutmamakla birlikte ona taşrada bazı önemli görevler vermeyi ihmal etmedi. Chalkokondyles’e göre Gelibolu sancak beyliğine ve kaptan-ı deryâlığa getirilen Zağanos Paşa bazı askerî faaliyetlerde bulundu; bilhassa bu kesimde yağma ve tahribatta bulunan meşhur bir korsanı takip edip yakalattı. 1459 Ekiminde Semadirek ve Taşoz’daki Latinler’e karşı başarılı seferler düzenledi, adaları ele geçirdi, halkını da İstanbul’a yerleştirdi (Kritovulos Tarihi, s. 443). Onun 1457’de Tesalya ve Mora’da bir süre idarecilik yaptığına dair kayıtlar vardır. Fakat asıl II. Mehmed’in ikinci Mora seferinde önemli görevler aldığı bilinmektedir. Turahanoğlu Ömer Bey’in yerine Tesalya sancakbeyi olan Zağanos Paşa, Mora’ya yönelik harekât sırasında Holomiç’i ve Kalavrita’yı ele geçirdi, fakat halka karşı sert hareketleri yüzünden II. Mehmed tarafından azledilip yerine Hamza Bey getirildiyse de biraz sonra yeniden bu göreve tayin edildi. Atina dukalığının son parçasını teşkil edilen İstefe yöresinin idarecisi II. Franco’yu II. Mehmed’in emriyle bertaraf etti. Böylece dukalık tamamıyla Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Zağanos Paşa’nın bunun hemen ardından II. Mehmed’in Trabzon seferinde bulunmuş olması da mümkündür. Bugün Trabzon şehrinin topografyasında Zağanos Paşa adını taşıyan yerlerin varlığı (Zağanos Paşa Köprüsü, Zağanos Paşa deresi, Zağanos Paşa mahallesi vb.) bunu gösterir. Hatta Makedonya taraflarında idareci iken II. Mehmed’in emriyle 1463’te Trabzon imparatorunun kızı Anna’nın kendisine verildiğine dair kayıtlar vardır. Bir rivayete göre müslüman olmayı reddeden Anna’-yı kısa bir süre içinde hareminden uzaklaştırmıştır.

  • Ne Zaman Öldü? Zağnos Paşa'nın Türbesi Nerededir?

Zağanos Paşa muhtemelen 868’de (1464) veya bu tarihten az sonra vefat etti. Türbesi Balıkesir’de yaptırdığı caminin hemen dışında bulunmaktadır. Kurduğu vakfa ait mülklerin çoğu Balıkesir’de ve Manisa’dadır. Balıkesir’de bir cami yaptırmış, 865’te (1461) tamamlanan cami için 866 (1462) tarihli bir vakfiye düzenleyerek gelirlerini tayin etmiştir (bk. ZAĞANOS PAŞA KÜLLİYESİ). Zağanos Paşa’nın Mehmed ve Ali Çelebi adlı iki oğlunun adı kaynaklarda yer alır.

TRABZON ZAĞNOS VADİSİ İSMİNİ NEREDEN GELİYOR?

Zağnos Vadisi ismi nereden geliyor? Trabzon’un da fatihi olan Fatih Sultan Mehmet’in paşalarından biri olan Zağnos Paşa (Zağanos olarak da bilinir) Osmanlı’da Gelibolu Sancak Beyliği, Kaptan-ı deryalık ve Sadrazamlık makamlarında bulunmuş önemli bir devlet adamıdır. Fatih Sultan Mehmet 1453’te İstanbul’u; 1461’de ise Trabzon’u fethederken bu fetihlerde önemli görevler alan Zağnos Paşa, 1467-1469 yılları arasında Trabzon Sancak Beyliği yapmıştır. Vadi, ismini Zağnos Paşa’dan almaktadır.

Zağanos Vadisi

ZAĞNOS PAŞA CAMİSİ (PAŞA CAMİSİ) VE KÜLLİYESİ

Kentin merkezinde, Mustafa Fakıh Mahallesi’nde, çarşı içerisinde yer alır. Cami, türbe ve hamamdan oluşan bir külliye durumundadır. Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Mehmed Paşa tarafından 1461’de yaptırılmıştır. Külliyeden sadece hamam orijinal durumunda günümüze gelebilmiştir. 1897 yılında yıkılan cami ve türbe 1908’de Balıkesir Mutasarrıfı Ömer Ali Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır. Balıkesir’in en büyük camisi olup, kare plânlıdır. Düzgün yontma taş ve kesme taştan yapılmıştır.

Ortada dört ayak üzerine oturtulmuş merkezi bir kubbe etrafında dört adet köşe kubbesi ve aralarında yarım daire tonozlar yerleştirilerek yapılmıştır. Caminin son cemaat yeri yoktur. İç bçlüme kuzey, doğu ve batıdaki çift kanatlı ahşap kapılarla girilir. Üç yanda da kapıların önünde dört köşeli mermer sütunların taşıdığı, ahşap tavanlı, kurşun kaplı, eğimli bir çatı ile örtülü sundurmalar yer almaktadır. Caminin ahşap kadınlar mahfili, kuzey koridoru boyunca uzanır. Ahşap yivli altı sütuna oturan mahfil, kafeslidir. Giriş kapısı dışarıdadır. Mihrap, son dönem Türk sanatı özelliklerini taşıyan en güzel örneklerdendir. Minare caminin kuzeybatı köşesindedir. Balıkesir eşrafından Arabacıoğulları’ndan Hacı Hafız Efendi yaptırmıştır. Barok üslupta ve kesme taştandır. Merkezi kubbe 1897 depreminde yıkılmış,1902 tarihinde yeniden yapılmıştır.

Zağanos Paşa Camii

Kapı üzerinde Kelime-i Tevhid Ebced hesabı ile ilk inşaat tarihi olan h. 865 (1464) tarihi okunmaktadır. Cami avlusunda türbe, hazire ve şadırvan bulunmaktadır. Batıda, minare kaidesinin hemen yanında muvakkithane yer almaktadır. Kesme taştan yapılmıştır. Caminin avlusunda, biri kuzeyde, diğeri batıda olmak üzere iki şadırvan bulunmaktadır. Kuzeydeki şadırvan on iki köşelidir. Mermer şadırvanın içi Paşa hamamından gelen su ile doludur. Ortasında mermerden, dilimli fıskiyesi vardır. Son yıllarda şadırvanın üstü beş sade sütuna oturan bir kubbe ile örtülmüştür.

Diğer şadırvan ise, caminin ikinci kez yapımında yapılmıştır. Biçimi ve örtüsü açısından kuzeydekinin aynıdır. Yalnız musluklu panolarda kabartma süsler vardır ve fıskiyesi farklıdır. Ayrıca caminin dışında, kuzeydoğu köşesinde, mermerden beş yüzlü bir şadırvan daha vardır. Her yüzünde, kemerler ile bağlanmış çift gömme sütunlar bulunmaktadır. Caminin avlusunun güneyinde, güneş saati vardır. Kısa ve kalın bir sütunun üzerine oturtulmuş bir tablada saat dilimleri işaretlenmiştir. Ortasında demir bir çubuk vardır. Saat demir çerçeveli olup dilimler silinmiştir. (Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)

İslam ve İhsan

ÇANDARLI HALİL PAŞA KİMDİR?

Çandarlı Halil Paşa Kimdir?

FATİH SULTAN MEHMET KİMDİR?

Fatih Sultan Mehmet Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.