Yüz Felci Neden Olur?

Yüz felci sadece yetişkinlerin geçirdiği bir rahatsızlık değildir. Sinirlerin zedelenmesi sonucu meydana gelen yüz felci çocuklarda daha büyük etkiler bırakmaktadır.

Kış aylarında soğuk hava nedeniyle daha sık görülen yüz felci çocuklarda daha büyük etkilere neden olabiliyor. Çocuklarda yüz felci yüz şekillerinde ki büyük bozukluğu daha kolay gözler önüne sermektedir.

Yüz felcinin birçok nedeni vardır ancak bunlardan en etkilisi enfeksiyonlardır. Yüz felci geçiren çocuklar gülmekte ve konuşmakta büyük zorluk çeker.

Çocuklarda yüz felci için termal tedavi, fizik tedavi ve doğal yollarla yapılan tedaviler uygulanır. Belirli programlar eşliğinde bazı yüz hareketleri gerçekleştirilir ve program ilerledikçe hasta kaybolan yüz hareketlerini ve mimiklerini yeniden kazanmaya başlar. Bu tedavi hastanın durumuna göre kısa da sürebilir çok uzun sürelerde alabilir. Doğal yollarla yapılan tedavilerde ise hastaya sakız çiğnetmek veya düdük üfletmek bilinen başlıca yöntemlerdendir.

ÇOCUKLARDA YÜZ FELCİNİN NEDENLERİ

Başta enfeksiyonlar olmak üzere yüz felcinin belli başlı nedenleri aşağıda listelenmiştir.

Kafatasında ve yüz bölgesinde kemik kırıklıkları

Enfeksiyonlar

Nörolojik hastalıklar

Travma

Özellikle küçük yaşlarda felce sebep olan doğum hastalıları

Genetik sendromlar

Lyme hastalığı

Soğuk havalarda dışarıda bulunmak

Uzun süre rüzgara maruz kalmak

ÇOCUKLARDA YÜZ FELCİNİN BELİRTİLERİ

Konuşmakta güçlük çekmek

Yüz bölgesinde ağrılar

Yeme içmede zorlanma

Kontrolsüz bir şekilde göz yaşı akması

Kulak ve çevresinde şiddetli ağrılar ve çınlama

Baş ağrısı ve baş dönmesi

Kendini ifade edememe

Ağızda kurumalar meydana gelir.

Kaynak: Yasemin

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.