Yerli Robotumuz Başpehlivanlığı Kaptırmadı

Karabük Üniversitesi Robot Kulübü, Japonya'da düzenlenen 'Sumo Robot Turnuvası'nda son iki yıldır dünya birinciliği elde ederek, 'Başpehlivanlık' unvanını Türkiye'ye getirdi.

Japonya'da düzenlenen "Sumo Robot Turnuvası"nda son iki yıldır dünya birinciliği elde ederek Başpehlivanlık unvanını Türkiye'ye getiren Karabük Üniversitesi (KBÜ) Robot Kulübünün başarısının arkasında, yaklaşık 300 öğrencinin beyin gücü ve emeği bulunuyor.

Akademik programın yanında ders dışı etkinlikler ile robot ve alt sistemlerin tasarım ve uygulamalarını teşvik etmek, çeşitli uzman, disiplin alanlarında kazanılmış bilgi ve becerileri takım çalışması ve birlik ruhu içerisinde transfer etmek amacıyla 2005 yılında öğrenciler tarafından kurulan kulüpte yaklaşık 300 öğrenci aktif görev alıyor. Öğrenciler, imkanlarıyla yaptıkları "tarımsal", "kedi", "küre", "yağlı güreş", "çizgi izleyen" ve "sumo" robotları ile yurt içinde ve dışında birçok başarıya imza attı.

Geçen yıl Tokyo'da yapılan "Japon Sumo Robot Turnuvası 2015''te, "Sakin" ile dünya birinciliği elde eden ve "Yokozuna" (Başpehlivanlık) unvanını Türkiye'ye getiren kulüp üyeleri, bu yıl 17-18 Aralık'ta 28'incisi düzenlenen turnuvaya, geçen yılın "Başpehlivan"ı "Sakin"in yanı sıra "Hırçın", "Avcı" ve "Neşter" isimli robotlarla katıldı.

"Sakin" ve "Avcı", 48 rakibini geride bırakarak finale kaldı. KBÜ'ye ait robotların zorlu mücadelesinden "Avcı" galip ayrılarak dünya birincisi oldu ve "Yokozuna" unvanını Türkiye'de tutmayı başardı.

KBÜ Robot Kulübü Akademik Danışmanı ve KBÜ Robot Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Raif Bayır (sağ 2), KBÜ Teknoloji Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Tuncay Soylu (sol 2) ve KBÜ Robot Kulübü Başkanı Yusuf Karabacak. (ortada) gazetecilere açıklamalarda bulundu.
KBÜ Robot Kulübü Akademik Danışmanı ve KBÜ Robot Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Raif Bayır (sağ 2), KBÜ Teknoloji Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Tuncay Soylu (sol 2) ve KBÜ Robot Kulübü Başkanı Yusuf Karabacak. (ortada) gazetecilere açıklamalarda bulundu.

YENİLİKLER ÜRETMEK ZORUNDAYIZ

KBÜ Robot Kulübü Akademik Danışmanı ve KBÜ Robot Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Raif Bayır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1996 yılında genç bir akademisyenken Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Sumo robot teknolojisi için Japonya'ya gönderildiğini ve burada eğitim aldığını, daha sonra ülkeye dönerek bu konudaki bilgi ve birikimini öğrencilerine aktardığını söyledi.

KBÜ bünyesinde bir kulüp kurarak çalışmalara hız verdiklerini ve birçok yarışmada tasarımları robotlar ile ödüller elde ettiklerini anımsattı.

Bayır, öğrencilerin teknolojik yenilikler ile robotlarını yaptıklarını ve mevcutları da güncellediklerini belirterek, "Bu işin arkasında 300'e yakın öğrencimiz var. Gelecek yıl çalışmalarımız yine devam edecek. Rakiplerimiz bizim, biz de rakiplerin özelliklerini gördük. Sonuç olarak güncellemeler ve yenilikler üretmek zorundayız." dedi.

RAKİPLERİMİZİ SÜREKLİ TAKİP EDİYORUZ

KBÜ Robot Kulübü Başkanı Yusuf Karabacak da uzun ve yoğun bir çalışmayla bu yarışmaya hazırlandıklarını kaydetti.

Robotların uzun süren bir tasarım sürecinden sonra ortaya konulduğunu vurgulayan Karabacak, şöyle devam etti:

"Teknolojinin sürekli getirdiği yeniliklerden dolayı rakiplerimizi sürekli takip ediyoruz. Rakiplerimizin yaptığı işlere göre bizlerde kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bu yıl yine robotlarımızda birçok modifikasyon yaptık. Bunun sonucunda tekrardan dünya birinciliği ve ardından dünya ikinciliğini kazandık."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.