Yerken Diş Çatlatıyor

Uzmanlar, dondurma ve soğuk içecekleri tüketirken dikkatli olunmasını tavsiye ediyor.

Dondurma yaz aylarının vazgeçilmez lezzetleri arasında yerini alırken, uzmanlar bunları dikkatsiz tüketmenin diş sağlığından boğaz enfeksiyonlarına ve mide rahatsızlıklarına kadar kalıcı problemlere sebebiyet verebileceğine dikkat çekiyor.

Diş Hekimi Dt. Ömer Girgin, dondurma ve soğuk içeceklerin dişlerde sızı ve çatlamalara yol açabileceğini belirterek, “Soğuk içecek ve yiyecekten önce ağız ve diş sağlığına dikkat edilmeli. Haftada bir veya en fazla 2 kez dondurma yenilmeli. Bu dondurma miktarları da 2 küçük top veya 1 iri topu geçmemeli" dedi.

DONDURMADAN SONRA BİR BARDAK ILIK SU

Dondurma yedikten sonra bir fincan ılık su içilmesinin boğaz hassasiyeti kadar diş sağlığı açısından da önemli olduğuna dikkat çeken Dt. Ömer Girgin, şöyle devam etti:

“Soğuk bir şey içtikten ya da dondurma yedikten sonra çay, kahve gibi sıcak içeceklerden uzak durulması gerekiyor. Buna dikkat edilmemesi dişlerde çatlamaya sebep olabilir. Soğuk gazlı içeceklerin de aşırı tüketimi dişlerde çatlamaya sebep oluyor. Soğuk gazlı içecekleri pipetle dişlere değmeyecek şekilde içmek koruma sağlar. Dondurmayı da ısırarak değil, ağızda eriterek yemek gerekiyor. Bu hem vücut, hem de diş sağlığınız açısından büyük önem arz ediyor."

BASİT ÖNLEMLERLE DİŞ BAKIMI

Girgin, yaz aylarında diş bakımının aksatıldığına dikkat çekti. Soğuk, şekerli, asitli içeceklerin ve dondurmanın çok tüketilmesi halinde diş çürükleri ve diş hassasiyetlerinin kaçınılmaz hale gelebileceğini vurgulayan Girgin, “Günde düzenli olarak 2 kez dişleri fırçalamak, buzlu ve aşırı soğuk içeceklerden uzak durmak gibi basit ama önemli hususlara dikkat etmek zorundayız. Soğuk içecek ve dondurma tüketimine bağlı olarak gelişen diş sağlığı rahatsızlıkları bunlara dikkat edilerek önlenebilir" ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.