Yeni Bir Gezegen Keşfedildi

Şili'de kurulan Gemini Gezegen Görüntüleyicisi, ilk dış gezegen keşfini yaptı. Tespit edilen Jüpiter benzeri gezegen, sadece 20 milyon yıl yaşında.

Gemini Güney Teleskobu'na eklenen en yeni gezegen avcısı Gemini Gezegen Görüntüleyicisi, 51 Eri B adı verilen gaz devi keşfetti. Jüpiter'in yaklaşık iki katı olduğu açıklanan gezegenin atmosferinde, büyük miktarda su buharı ve metan olduğu belirtildi.

Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Gemini ilk tespitini yerden yapılan doğrudan gözlemler sonucu gerçekleştirdi. Genelde yıldızlarından saçılan yoğun ışık nedeniyle gezegenleri doğrudan gözlemle tespit etmek çok zor oluyor. Bu nedenden dolayı birçok uzay teleskobu farklı yöntemlerle gökyüzünü tarıyor.

Kepler teleskobu gezegenleri yıldızlarının önünden geçerken bıraktıkları izle tespit ederken, Spitzer kızılötesi, Chandra ise X-ray taraması yapıyor.

The Verge sitesine açıklama yapan Stanford Üniversitesi'nden Bruce Macintosh, 'doğrudan gözlemle gezegenler hakkında boyut, kütle ve konum gibi temel bilgilerinin elde edilebildiğini' söyledi. Macintosh, Kepler'e kıyasla doğrudan gözlemle bir seferde tek bir gezegen tespit edilebildiğini ancak detaylı bilgilere ulaşıldığını söyledi.

OLUŞUMU HÂLÂ DEVAM EDİYOR

Gökbilimciler, 55 Eri B sayesinde Evren'de gezegen oluşumu hakkında yeni bilgilere ulaşacaklarını düşünüyor. Dünya'dan 100 ışık yılı ötede yer alan gaz devi, sadece 20 milyon yıl yaşında olmasıyla dikkat çekiyor.

California-Berkeley Üniversitesi'nden Geoff Marcy, 55 Eri B'nin bu kadar genç olmasıyla 'genç Jüpiteri andırdığını' belirtti. Marcy, Jüpiter'in nasıl oluştuğunu ve ilk dönemlerini 55 Eri B sayesinde anlayabileceklerini söyledi.

Macintosh da gaz devinin büyüklüğü ve sıcaklığıyla gözlem için yeterli kızılötesi ışın yaydığını söyleyerek kendilerine birçok bilgi sunacağını söyledi. Macintosh, "Dünya benzeri gezegenlerin Evren'de az mı yoksa sık mı rastlandığını anlayabiliriz" dedi.

Kaynak: The Verge ve Al Jazeera

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.