Yardıma Koşan Mahalleli

Bursa'nın Keles ilçesinin 400 nüfuslu Belenören Mahallesi sakinleri, Somali'de 5 su kuyusu açtırdı, Pakistan'da 5 ev inşa ettirdi, Suriye'ye gıda yardımında bulundu.

Bursa'nın dağ ilçelerinden Keles'teki, tarihi ve kültürel değerleriyle Osmanlı'nın izlerini taşıyan 400 nüfuslu Belenören Mahallesi'nin sakinleri, kurulan dernek aracılığıyla hem yurt içinde hem de yurt dışında ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor.

Uludağ'ın arka yüzünde, Bursa'nın fethinden beri yaşamın sürdüğü, Bursa kent merkezine 68 kilometre uzaklıktaki "Osmanlı köyü"nde, atalardan miras "yardımseverlik", "hayırseverlik" ve "vakıf" kültürüne sahip çıkılıyor.

Somali'de açtırdıkları su kuyularıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'dan teşekkür plaketi alan Belenörenliler, el birliğiyle öğrenci okutuyor, yaşlılara, yetim çocuklara bakıyor, evsiz kalanlara ev, susuz kalanlar için su kuyusu yaptırıyor.

Belenören Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Çakar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehre göçün çok fazla olduğunu, mahalle nüfusunun iki katı kadar da şehir merkezinde yaşayan hemşehrileri bulunduğunu söyledi.

"KAMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR"

Kimsenin mahalleyle irtibatını koparmaması amacıyla 2005'te derneği kurduklarını belirten Çakar, derneğin faaliyetlerinin 11 yıldır aralıksız sürdüğünü dile getirdi.

"Dağın makus talihini eğitimle aşacağız; ya okuyan, ya okutan olacağız" sloganıyla yola çıktıklarını anlatan Çakar, "Köydeki öğrencileri üniversite okumaya teşvik ediyoruz. Kuruluşumuzdan beri istisnasız ve şartsız üniversitede okuyan 40 öğrenciye burs veriyoruz. Bu, bir köy derneği açısından çok önemli sayı. Öğrencilerimize her yıl yardımcı ders kitapları tavsiye ediyoruz ve dağıtımını yapıyoruz." dedi.

Çakar, "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" düsturuyla hareket ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Köyümüzde birçok yaşlı var. Yaşa bağlı olarak yemeklerini yapamıyor, ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Dernek olarak bir aş evi açtık ve yaklaşık 35 yaşlının evlerine yemek servisi yaptık. Bu hizmeti verirken maksadımız, sadece onların karınlarının doyması olmadı. Yaşlı insanların her an acil ihtiyaçları olabilir. Yemek dağıtan arkadaşımız, evlere kadar gittiği için buradaki yaşlıları görmüş ve takip etmiş oluyor. Sobası sönmüşse, üşüyorsa sobasını yakıyor. Konuşmaya ihtiyacı varsa onunla sohbet ediyor."

SOMALİ'YE SU KUYUSU PAKİSTAN'A EV

Yurt içi ve yurt dışında ihtiyacı olanlara imkanları ölçüsünde yardım elini uzatmaya çalıştıklarını belirten Çakar, Türkiye'de 50 yetim çocuğun aylık ihtiyacını karşıladıklarını anlattı.

İnsanların suya ihtiyaç duyduğu Somali'de yaşananlara gözlerini kapatmadıklarını vurgulayan Çakar, şunları kaydetti:

"Burada 5 su kuyusu açtırdık. Aynı zamanda 3 tırlık gıda yardımında bulunduk. Yapılan bu yardımlar dolayısıyla Somali Cumhurbaşkanı, bizzat kendisi geçtiğimiz yaz Bursa'ya geldi ve ondan bu yapılan yardımlara istinaden plaket aldık. Geçtiğimiz yıllarda Pakistan'da büyük bir sel felaketi meydana gelmişti. Evleri su altında kalan, yıkılan binlerce insan vardı. Dernek olarak 5 ev inşa ettik. Suriye'de de bir savaş ortamı var. Oradaki insanlara da kayıtsız kalamazdık. Oradakilere yönelik 5 tırlık gıda yardımı hazırladık. Bunlar, köyümüzden yardıma muhtaç kardeşlerimize dualarla uğurlandı. Dernek olarak yardıma ihtiyacı olanlara katkıda bulunmaya devam edeceğiz."

Çakar, dernek vasıtasıyla köyde toplu mesaj sistemi dahilinde cenazeler, cemiyetler, asker uğurlamalarının duyurulduğunu, köyden yetişen öğretmenlerin öğretmenler gününün kutlandığını söyledi.

Belenören'in soyağacını da oluşturduklarını belirten Çakar, "Kapsamlı bir çalışma neticesinde köyümüzün tarihi geçmişini çıkarttık. Osmanlı arşivleri de incelenerek, 1700'lü yıllara kadar inildi ve bir kitap hazırlandı. Kitapta aynı zamanda köyümüzün adetleri, gelenekleri, görenekleri, eski fotoğrafları da var." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.