Yaralı Eşekler Tedavi İçin İstanbul'a Gönderildi

Mardin Büyükşehir Belediyesince sahip çıkılan yaralı eşekler tedavi için İstanbul'a gönderildi.

İçişleri Bakanlığınca görevlendirme yapılan Mardin Büyükşehir Belediyesi, yapılan görevlendirmenin ardından sokak hayvanlarına yönelik örnek çalışmalarını sürdürüyor.

Yürütülen çalışmalar kapsamında, Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığına bağlı Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezindeki ikisi kazada yaralanan üç eşek tedavi ve kontrol amaçlı İstanbul'a gönderildi.

Karayolu ile İstanbul'a gönderilen ve bir kazada yaralanan eşeklerden ikisi İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesinde tedavi edilecek. Bir vatandaşın sahiplendiği diğer eşek ise aynı fakültede kontrolden geçirilecek.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Vali Mustafa Yaman, yaptığı açıklamada, belediye bünyesinde hizmet veren Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezinin örnek çalışmalar yaptığını belirtti.

"Şehrimizdeki her canlı bizim için önemli. Özellikle sokakta yaşayan ve sahibi olmayan hayvanları daha çok önemsiyoruz." diyen Yaman, bu nedenle barınağı atıl durumdan modern bir merkeze dönüştürdüklerini vurguladı.

HASTALIKLI, YARALI HAYVANLARI TEDAVİ EDİYORLAR

Yaman, merkezde son teknoloji ile hizmet verildiğine işaret ederek, "Mesai arkadaşlarımın özverili çalışmalarıyla kısa sürede çevre illerden buraya sokak hayvanlarını kabul ettik." dedi.

Merkezde görevli veteriner hekim Mehmet Ali Akın da yaralı eşeklerin İstanbul'da yapılacak tedavi sonrası sağlığına kavuşacağına inandıklarını belirtti.

Hayvanların 30 saat sürmesi beklenen yolculuk esnasında 3 saatte bir dinlendirileceğini dile getiren Akın, "Merkezimize bütün çevre illerden hayvanlar geliyor. Kedi ve köpek gibi hayvanları son teknoloji ile tedavi ediyoruz." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.