Yanova Murat Bey Camii İbadete Açıldı

Kosova’da restorasyon, ek bina yapımı ve çevre düzenlemesi çalışmaları Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından gerçekleştirilen, Yanova Murat Bey Camii ibadete açıldı.

Osmanlı kaynaklarına göre eski bir madenci yerleşim yeri olan Yanova’nın merkezinde bulunan Murat Bey Camii’nin restorasyonu, ek bina yapımı ve çevre düzenlemesi çalışmaları Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından tamamlandı.

ASLINA UYGUN GÖRÜNÜMÜNE KAVUŞTU

Farklı dönemlerde bilinçsizce yapılan tadilatlardan dolayı Osmanlı dönemine ait mimari özelliklerini büyük oranda kaybeden cami Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları sonrası aslına uygun görünümüne kavuştu. “Çarşı Camii” olarak da anılan Murat Bey Camii, restore edilmiş haliyle harap halden kurtarılarak Yanovalıların büyük beğenisini kazandı.

İKİ KATLI EK BİNA YAPILDI

Restorasyon çalışmaları kapsamında caminin mihrabı, minberi, kürsüsü, kadınlar mahfili, son cemaat mahalli ve tüm diğer ahşap işler ile ilgili çalışmalar restorasyon ilkelerine uygun olarak yürütüldü. Cami, yapısına uygun kalem işleriyle süslenirken avizeler ve cami halısı yenilendi. Projede ayrıca caminin yanına imam odasının,  Kuran Kursu olarak kullanabilecek bir odanın, cami kalabalık olduğu zamanlarda cemaatin kullanabileceği çok amaçlı geniş bir salonun bulunduğu, kapalı tuvalet ve abdesthanelerin yanı sıra köy halkının cenazelerde kullanımı için gasilhanesi de bulunan klasik görünümlü iki katlı bir ek bina yapıldı.

RESMİ AÇILIŞ YAPILACAK

Bu çalışmalara ek olarak yapılan kapsamlı çevre düzenlemesi ile caminin önünden geçen derenin ıslahı yapılırken, üstü kapatılarak camiye bahçe için alan kazandırıldı. Ayrıca çevre düzenlemesi kapsamında çocuk parkı yapılarak köydeki çocukların camiyle iç içe sosyal hayatlarını sürdürebileceği bir ortam oluşturuldu.

Henüz resmi açılış töreni yapılmayan Yanova Murat Bey Camii'nin  resmi açılışının önümüzdeki aylarda yapılması planlanıyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.