Yahya Efendi Türbesi Nerede?

Yahya Efendi kimdir? Yahya Efendi Türbesi nerededir? Yahya Efendi Türbesi’ne nasıl gidilir? Boğazın manevi koruyucusu olarak bilinen Yahya Efendi’nin kısaca hayatı, vefatı ve türbesi.

Yahya Efendi dergâhı, Beşiktaş’ta Yıldız Mahallesi Yahya Efendi Çıkmazı’nda yer alır. 1538 yılında Yahya Efendi tarafından yaptırıldı. Yahya Efendi, tasavvuf yollarından Üveysilik’e bağlıdır. Bir külliye özelliği taşıyan tekkenin mescidi, tevhidhanesi, medresesi, hamamı ve mezarlığı vardır.

YAHYA EFENDİ’NİN HAYATI

1495 yılında doğan Yahya Efendi, Trabzon kadısı Ömer Efendi’nin oğludur. Trabzon’da dünyaya geldi. Trabzon’da vali olarak bulunan Yavuz Sultan Selim’in şehzadesi Süleyman da aynı yıl dünyaya geldi. Şehzade Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın sütü az olduğu için Yahya Efendi’nin validesi Afife Hatun, küçük şehzadeye sütannelik yaptı. Bu yüzden Yahya Efendi, Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşidir.

Trabzon’da iyi bir eğitim aldıktan sonra ilim tahsiline devam etmek isteyen Yahya Efendi, İstanbul’a geldi ve zamanın en meşhur şeyhülislamı Zenbilli Ali Efendi’ye talebe oldu. İki yıl sonra hocası vefat etti.

Yahya Efendi, İstanbul’un çeşitli medreselerinde müderrislik yaptı. Daha sonra müderrislikten ayrılarak Beşiktaş’taki evinin yanında yaptırdığı mescitte ilimle ve ibadetle meşgul oldu.

Kanuni Sultan Süleyman, aynı zamanda sütkardeşi olan bu Allah dostuna büyük hürmet gösterdi. Yahya Efendi ile arasında hususi bir yakınlık vardı. Gerektiğinde sultana nasihat eden Yahya Efendi Hazretleri, gerekirse onu ikaz ederdi. Sonraki yıllarda Kanuni’nin oğlu Sultan II. Selim de aynı hürmeti ve muhabbeti devam ettirdi.

YAHYA EFENDİ NE ZAMAN VEFAT ETMİŞTİR?

Bütün ömrünü ilimle ve ibadetle geçiren Yahya Efendi, 1570 senesi Kurban Bayramı gecesinde vefat etti. Cenaze namazı Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından Süleymaniye Camisi’nde kılındı. Türbesi, Sultan II. Selim’in emri ile Mimar Sinan tarafından yapıldı.

YAHYA EFENDİ TEKKESİ FARKLI TARİKATLERE HİZMET VERDİ

Üveysî olan Yahyâ Efendi’den sonra tekke Kādirîliğe ve Nakşibendîliğe intikal etmiş, belirli zamanlarda iki tarikata birden hizmet vermiştir. Bu arada Üveysîliğin tekkede en azından bir meşrep halinde devam ettirildiği söylenebilir.

Tekkede şeyhlik yapanların tam bir listesi elde edilememiştir. II. Mahmud’un kızı Sâliha Sultan’ın 1834’teki düğününe davet edilen Nakşibendî şeyhleri arasında Yahyâ Efendi türbedarı el-Hac Hâfız Ali Efendi’nin, Kādirî şeyhleri arasında da Yahyâ Efendi Tekkesi şeyhi es-Seyyid Mustafa Efendi’nin adı geçmektedir. Yine Nakşibendîliğe bağlı olan Türbedar Şeyh Mehmed Nûri Şemseddin Efendi 1836’dan vefatına kadar (1886) bu görevi yürütmüştür.


Yahya Efendi Türbesi

GEMİCİLER DUASINI ALIRLARDI

Zamanında her sınıftan insan tarafından çok sevilen Yahya Efendi’yi bilhassa gemiciler ziyaret eder ve kendisine hediyeler sunarlardı. Bilhassa Karadeniz’e sefere çıkan ve yolculuktan dönen Müslüman ve Hıristiyan gemiciler, Yahya Efendi’ye uğrayıp hayır dualarını alırlardı.

BOĞAZ’IN MANEVİ BEKÇİLERİ

Beşiktaş’ta Yahya Efendi Hazretleri’nin, Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdâyî Hazretleri’nin ve Beykoz’da Hz. Yûşâ’nın (a.s) Boğaz’ın manevî bekçileri olduğuna inanan gemiciler, bu üç yerde gemilerini bekleterek onlara dua ederlerdi.


Yahya Efendi Camiî

Yahya Efendi dergâhı, Beşiktaş’ta Yıldız Mahallesi Yahya Efendi Çıkmazı’nda yer alır.

YAHYA EFENDİ TÜRBESİ NEREDEDİR? - HARİTA

 

İslam ve İhsan

YAHYA EFENDİ KİMDİR?

Yahya Efendi Kimdir?

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.