Wi-fi Cihazları Kanser Yapıyor

İngiliz sigorta devi Lloyd's, elektromanyetik radyasyonlar sonucunda oluşan sağlık sorunlarını sigorta kapsamından çıkardı.

Günümüzde internetin olmadığı alan neredeyse yok gibi. Evde, okulda, kafede, işyerinde hatta toplu taşımalarda bile Wi-Fi (kablosuz internet) mevcut. İnternete erişim imkanı ilk bakışta güzel görünse de olayı başka bir açıdan da değerlendirmek gerek; sağlık.

Wi-Fi sağlığımızı tehdit ediyor tartışmasını İngiliz sigorta devi Lloyd's çok uyanık bir hamleyle başlattı. Lloyd's, doğrudan veya dolayı olarak maruz kalınan elektromanyetik radyasyonlar sonucunda oluşan sağlık sorunlarını sigorta kapsamından çıkardı. Yani maruz kaldığınız radyasyon sizi hasta yaparsa, sağlık sigortası bunu karşılamıyor.

"Wİ-Fİ CİHAZLARI KANSEROJEN TEHLİKE SAÇIYOR"

Sigorta devinin bu kararı araştırılmaya başlandığında kararın arka planında kablosuz internet bağlantısının olduğu öğrenildi. Zira 2011 yılında Dünya Sağlık Örgütü'nün de belirttiği üzere Wi-Fi cihazları, 2B sınıfında insanlar için kanserojen tehlike saçıyor.

"TARTIŞMA BİTMİŞTİR: Wİ-Fİ CİHAZLARI SAĞLIĞA ZARARLI"

İsveç'in başkenti Stockholm'de bulunan Karolinska Enstitüsü nöroloji profesörü Olle Johansson'a göre tartışma çoktan sona erdi: “Wi-Fi cihazlarından kaynaklanan muhtemel sağlık sorunları olağanüstü bir şekilde genişledi. Beyin tümöründen lösemiye, hafıza kaybından konsantrasyon eksikliğine kadar birçok şikayet görülebilir. Dünyadaki radyasyon limiti çılgın bir şekilde yükseldi.

Bu rakamın, 18. yüzyılda olduğundan 1 kuintrilyon kat daha yüksek olduğu öngörülüyor. Sadece Wi-Fi olarak düşünmeyin. Etrafımızda her yerde radyo dalgaları var ve bunların insan ve hayvanların sağlığını çok ciddi şekilde etkilediğini biliyoruz.”

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.