Uzaktan Kumandalı Yelpaze Üretti

Kayseri'de bir fabrikada işçi olarak çalışan Fırat Başoğlu, izlediği bir filmden etkilenerek uzaktan kumandalı elektrikli yelpaze üretti.

Çocukluğundan beri elektronik aletlere merak duyan 43 yaşındaki Başoğlu, babasının elektronik dükkanında mesleği öğrendi. Organize sanayi bölgesinde bir fabrikada tamir, bakım ve otomasyon bölümünde çalışan Başoğlu, kısa süre önce elektrikli yelpaze imal etti.

Sıcak havalarda özellikle otel ve restoran gibi toplu alanlarda kullanılabilecek elektrikli yelpaze, ayarlanabilen yüksekliği, farklı boyutları ve uzaktan kumanda ile kontrol edilmesiyle kullanım kolaylığı sağlıyor.

YELPAZE İLE TEKNOLOJİYİ BİRLEŞTİRİN

Elektronik yelpazenin 5 ay önce patentini de aldığını bildiren Başoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye'de yelpaze kullanımı çok yaygın değil. İki yıl önce bir fuar için Çin'e gitmiştim. Burada sokaktaki herkesin elinde yelpaze var. Yelpazenin geçmişi çok eskilere dayanıyor. Hazreti Yusuf filminde Firavun'u serinleten büyük yelpazeler vardı. 'Neden bunun el, kol yormayacak şekilde elektrikle çalışanını yapmıyoruz' diye düşündüm. Kafamdan tasarladım, ürettim. Parçaların bir kısmını kendim yaptım, bazılarını atölyede yaptırdım. Büyük bir yelpaze yapmak istedim. Aradığım boyutlarda hazır yelpaze olmadığı için plastikten kendim yaptım. Demir bir profil gövde üzerine yelpazeyi monte ettim. Kumanda sistemi hazırdı onu yelpazeye göre uyarladım. Patentini aldığım ürünün boyu 120 santimetre, genişliği ise 70 santimetre. Yelpaze daha çok Asya'da kullanılıyor, teknoloji ise Avrupa'da. Ben de bunların ortasında olan Türkiye'de yelpazeyi ve teknolojiyi birleştirdim."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.