Uykusuzluk Nelere Yol Açar?

Yapılan araştırmalar, ortalama yedi saat uyumanın sağlığımız için önemli olduğunu gösteriyor. Uykusuzluk ise kazalara neden olarak kanserden bile öldürücü olabiliyor.

Fizyolojik olarak uyku, vücudunuzun yenilenmesini sağlayan kompleks bir süreçtir. Uykunun, deneyimlerin işleme konulması ve anıların konsolidasyonu dahil olmak üzere birçok fizyolojik süreçte önemli olduğuna inanılıyor. Amerikan Uyku Sağlığı Akademisi'nin son yaptığı sınıflamaya göre uyku üç farklı dönemden oluşuyor ve bu dönemlerin aralarına REM uykusu adını verdiğimiz bir süreç eşlik ediyor. REM kelime manası ile 'Seri Göz Hareketleri' demektir. Bu dönemde rüyalar görürüz ve yine bu dönemde enerjimiz tekrar dolar. REM uykusu gecenin ilk yarısında daha fazla olmakla birlikte ikinci yarısında da devam eder.

UYKUSUZLUK KİLO SEBEBİ

Yapılan araştırmalar, erkeklerin yedi-sekiz, kadınların ise altı-yedi saat uykuya ihtiyaçları olduğunu gösteriyor. Peki ihtiyacımız kadar uyumazsak ne olur?

1- Uykusuzluk kazalara sebep olur. Yapılan çalışmalar, ölümcül trafik kazalarının altıda birini uykusuzluk ile ilişkilendirmiştir. Kısaca uykusuzluk aslında kanserden daha öldürücüdür desek yanlış olmaz.

2- Uykusuzluk sizi uyuşturur; öğrenme ve düşünme yeteneğinizi baskılar. Beyninizin kognitif fonksiyonlarını etkilemesi; düşünme kabiliyetinizi, konsantrasyonunuzu, dikkatinizi ve reflekslerinizi etkiler.

3- Detaylarına girmeyeceğim fakat yapılan araştırmalar, uyku problemi yaşayan kişilerde kalp hastalığı, kalp krizi, yüksek tansiyon, inme ve diyabet gibi hastalıkların daha fazla görüldüğünü gösteriyor. Bildiğimiz bir şey var; uykusuzluk, sizi yorgun bırakması yetmezmiş gibi damarlarınızda yaşlanmaya sebep oluyor. Düşünsenize, hem fiziki görünüşümüzü, hem de organlarımıza daha iyi çalışmalarını sağlamak için yeterli kanı taşıyan damarlarımızı yaşlandırıyoruz.

4- Kısa geçeceğim ama 2002 yılında yapılan büyük bir araştırma, uykusuzluğun cinsiyet ayrımı yapmaksızın insanların libidolarını düşürdüğünü gösterdi. Yorum size kalmış...

5- Uykusuzluk karar verme kabiliyetinizi yok eder.

6- Uykusuzluk, aynı sigara gibi ölüm riskinizi artırır.

7- Uykusuzluk, hafızanızı zayıflatır.

8- Uykusuzluk, cildinizi yaşlandırır.

9- Uykusuzluk, depresyona bağlı olduğu gibi depresyona da sokabilir.

10- Uykusuzluk, kilo aldırır. Öncelikle iştahımızı kontrol eden iki hormonu ve vücudumuzda mutluluk hormonunun en fazla nerede üretildiğini bilmeniz gerekiyor. Mutluluktan başlayalım. Bildiğiniz gibi mutluluk hormonu serotonindir; hani depresyon ilaçlarını kullanarak sinir uçlarında artırmaya çalıştığımız hormon. Bu hormon yüzde 80'in üstünde ince bağırsaklarımızda bulunuyor. Şimdi mutsuz olduğunda çikolata yiyenler, bu dürtünün nereden geldiğini tekrar bir düşünsünler.

HORMONLARI ETKİLER

Biz de bu arada iştah hormonlarımızdan bahsedelim; ghrelin ve leptin adında iki madde. İkisi birbirine zıt olarak çalışır; ghrelin aç olduğumuz sinyalini verirken, leptin de artık yeter diye mesajı ulaştıran maddedir. Bilmenizi istediğim şey, uykusuzluğun leptin salınımını baskılamasıdır. Yataktan kalkıp buzdolabına koşanların veya son bir sigara daha içmek isteyenlerin bu dürtülerine sebeptir. Aman uzak durun diyoruz, bunlar uykunuzu daha da öteleyeceklerdir.

UYKU TİPİNİZ HANGİSİ?

Yapılan bir çalışmaya göre, uyku tipiniz bazı hastalıklara karşı taşıdığınız riskleri belirliyor. İşte uyku tipleri:

Uyku Tipi 1:

Çok az uyuyanlar (0-4 saat arası gece uykusu) Çoğu zaman gün içinde kendilerini aşırı halsiz ve uyuşuk hissederler. Enerjileri ve konsantrasyonları düşüktür. Tüm uyku tipleri içinde bu kategorideki kişiler beslenme seçimlerinde en az çeşide sahiptirler. Vücutları çoğu zaman susuz kalır ve yeteri kadar karbonhidrat ya da likopen gibi antioksidan deposu besinleri tüketmezler.

Riskler:

Obezite ve diyabet gibi hastalıklara karşı çok daha büyük risk taşırlar. Uyku eksikliği vücudunuzu, hücredeki şeker miktarını dengelemeye yardımcı insülin hormonu kullanımında yetersiz kılar. Bu da yüksek tansiyon riskinizi yükseltir ve vücutta insülin direnci devam ettiğinde, diyabete dönüşür. Uyku eksikliği aynı zamanda metabolizmanızı yavaşlatır ve stres hormonu olan kortizol seviyesini artırarak iştahınızın açılmasına neden olur. Yani daha fazla yemek yemiş ama daha az kalori yakmış olursunuz.

Uyku Tipi 2:

Az uyuyanlar (5-6 saat gece uykusu) Az uyuyan kişiler en fazla kaloriyi tüketenlerdir. Diyetlerinde hem hastalıklardan korumaya, hem de vücuttaki enflamasyonu azaltmaya yardımcı olan C vitamini ve selenyum eksikliği olabilir.

Riskler:

Az uyuyan kişiler felç ve kalp krizi riski taşırlar. Yapılan bir araştırma, düzenli olarak geceleri altı saatten az uyuyan kişilerin aşırı kilolu olmasalar veya genetik risk taşımasalar bile dört kat daha fazla felç riski taşıdığını gösterdi. Az uyuyan kişiler ayrıca kalp hastalığı riski de taşıyor.

Uyku Tipi 3:

Fazla uyuyanlar (9 saat veya daha fazla gece uykusu) Fazla uyuyan kişiler genellikle dokuz saatten fazla uyur fakat yine de yorgun hissederler. Bu uyku alışkanlığına sahip olan kişiler beyin için önemli olan teobromin uyarıcı maddesi veya kolin bileşiğini yeteri kadar almazlar.

Riskler:

Aşırı uyumak, tiroit bezinizin belirli hormonları yeteri kadar üretmediği bir hastalık olan hipotiroidizm belirtisi olabilir. Hipotiroidizmin aşırı yorgunluk, düşük enerji ve metabolizmanın yavaşlaması gibi diğer sonuçları da vardır. Hipotiroidizmi olan kişiler çok fazla uyumaya meyillidirler.

Uyku Tipi 4:

İdeal uyuyanlar (7-8 saat arası gece uykusu) İdeal uyku uyuyanlar beslenmeleri en çeşitli olanlardır. Gereken besin maddelerini içeren dengeli öğünler tüketirler ve bol su içerler. Beyniniz her türdeki besin maddesini aldığında ve susuz kalmadığında daha fazla yemek yemeniz için ısrar etmez.

Kaynak: Sabah

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.