Unesco'dan Kerpiç Kasaba Djenne İçin Uyarı

UNESCO Dünya Miras Komitesi, Afrika ülkesi Mali'de bulunan İslam mimarisinin izlerine taşıyan Djenne antik kentinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu duyurdu. 

Djenne kasabası Afrika ülkesi Mali'nin sembolü olarak tanınıyor. İslam mimarisinin izlerini taşıyan Djenne kasabasında dünyanın en büyük kerpiç camisi "Djenne Ulu Camiî" de bulunuyor. Müslümanlar, büyük gayret göstererek camiyi ayakta tutmaya çalışıyor.

KASABA TEHDİT ALTINDA

İstanbul'da toplanan UNESCO Dünya Miras Komitesi, Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Djenne kasabasının bölgedeki çatışmalar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Komite, Djenne kasabasında kerpiçten yapılan tarihi milattan önce 250 yılına dayanan yapıların ülkedeki iç çatışma, erezyon ve yapılarda kullanılan malzemenin bozulması nedeniyle tehlikede olduğu belirtildi.

Great-Mosque-Djenne-Tourist

Djenne kasabası, Mali'nin başkenti Bamako'nun kuzeyinde ayrılıkçı Tuareglere sınır olan Mopti bölgesinde yer alıyor. Bani nehrinin taşkın havzasında kurulan Djenne, yağmur sezonunda üç tarafı sularla çevrili yarımada haline dönüşüyor.

ESKİ HAC YOLUNUN ÜZERİNDE BULUNUYOR

Timbuktu'ya giden ticaret rotası üzerinde yer alan bölgede İslam'ın ilk izleri 13. yüzyılda görülmeye başladı. Böylece bölgeye has malzemeyle inşâ edilen cami aynı zamanda Mağrib mimarisinin özelliklerini taşıyor. Batı Afrika'daki eski hac yolu üzerinde bulunan cami, Djenneliler için olduğu kadar, Batı Afrikalılar için de önemli bir merkez.intro_djenné-260616

UNESCO tarafından 1988 yılında Dünya Kültür Mirası listesine alınan 13. yüzyıldan kalma kerpiç yapı, 18. yüzyılda Fransa'nın, yüzde 80'i Müslüman olan Mali'yi işgalinden sonra 1907 yılında tekrar inşa edilmeye başladı.

Kaynak: NTV

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.