Ümmetin Dağınıklığından Cesaret Alıyorlar

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Gazze’deki katliamlara ilişkin açıklama yaparak, “Bugün Kudüs’te masum insanları katleden zalimler, ümmetin dağınıklığından cesaret almaktadırlar. Dolayısıyla yeryüzündeki bütün Müslümanlar olarak ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirelim.” dedi.

Bugün insanlığın kadim şehri, selam yurdu ve İslam’ın ilk kıblesi Kudüs, barbarca bir işgal ile karşı karşıyadır. İnsanlığı, vicdanı, ahlakı, uluslararası hukuku hiçe sayan gözü dönmüş bir anlayış Kudüs’ü, işgalci bir topluluğa teslim etme adına tam bir vahşet uygulamaktadır. Mübarek Ramazan-ı şerifin arefesinde, Gazze’de, elinde ve yüreğinde iman ve cesaretinden başka bir şey olmayan onlarca masum insan, bütün dünyanın gözü önünde hunharca katledilmiştir.

Elbette hiçbir zorbalık Filistin’in, Gazze’nin ve Mescid-i Aksa’nın özgür geleceğine engel olamayacaktır. Allah’ın çevresini mübarek kıldığı bir şehri hiçbir zalim güç kirletemeyecektir. Bütün zalimler kendi yaktıkları ateşin kurbanı olmuştur ve tarih, nice zalim ve zorbanın helak oluşuna şahittir. Bugün Kudüs’te huzur, barış, güvenlik ve umuda kastedenler de sebep oldukları kaosun içinde boğulmaya mahkûmdur.

Önemli olan zulmün ve haksızlığın karşısında kimin hangi tavrı takındığıdır. Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır. Peygamberler diyarına kast edilirken, Müslümanların harîm-i ismeti ihlal edilirken herkesin durduğu yer; vicdanının resmidir. Dolayısıyla Kudüs’ün izzeti çiğnenirken, insanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca müdahale edilirken, vahiyle kutsanan şehirde ezanlar susturulurken duyarsız kalanlar; insanlık vicdanında mahkûm, tarihin ve geleceğin önünde mahcup, âlemlerin Rabbinin huzurunda rezil ve rüsvay olacaklardır.

Filistin ve Kudüs’ü işgal edenlerin, dünyayı savaş ve kargaşaya sürükleyenlerin insaf, vicdan, hukuk, insan hakları gibi değerlerin hiçbirini umursamadığı artık kesinleşmiştir. Bu noktada yegâne çözüm, ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır. Zira bugün Kudüs’te masum insanları katleden zalimler, ümmetin dağınıklığından cesaret almaktadırlar. Dolayısıyla yeryüzündeki bütün Müslümanlar olarak ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirelim. Zorlukları hep beraber aşmanın çarelerini arayalım. Beraberliğimizi zedeleyen ve gücümüzü zayıflatan fitnelere fırsat vermeyelim. Coğrafyamızı kan ve gözyaşı diyarına çeviren zalimlere engel olalım.

Sonuç olarak açıkça ifade etmeliyim ki Kudüs, ilelebet Filistin’in başkentidir ve öyle kalacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve aziz milletimiz her zaman mazlum Filistin halkının yanındadır ve onlara her türlü desteği vermeye devam edecektir.

Bu vesileyle, Gazze’de şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Allah’ın rahmetinin yeryüzünü kuşattığı Ramazan ikliminde kalplerimizi ve dualarımızı Filistin için de birleştirmemizi istirham ediyor, Yüce Rabbimden, inayetini bizlerden esirgememesini niyaz ediyorum.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.