Uhud Kahramanları

Sahabiler

Uhud Harbi’nin kahramanları kimlerdir? Uhud meydanında gösterilen büyük kahramanlıklar...

Uhud Gazvesi’nde, çarpışmaya girmeden önce Hz. Hamza (r.a.) devekuşu kanadından, Hz. Ali (r.a.) beyaz yünden, Zübeyr bin Avvam (r.a.) sarı bezden, Ebû Dücâne (r.a.) kırmızı bezden, Hubab bin Münzir (r.a.) yeşil bezden... kendilerine alâmet yapmışlardı. (Vâkıdî, I, 259)

ALLAH’IN ARSLANI

Harp, âdet olduğu üzere, yine mübâreze ile başladı. Allah’ın Arslanı Hz. Ali (r.a.), müşriklerin san­caktârı Talha bin Ebî Talha’yı bir vuruşta yere serdi.

Talha herkese meydan okuyarak:

“–Benimle çarpışmak için er meydanına kim çıkar? Ey Muhammed’in sahâbîleri! Siz bizi kılıçlarınızla öldürünce Allah’ın bizi Cehennem’e sokacağını, bizim kılıçlarımızla öldürüldüğünüzde ise sizi hemen Cennet’e koyacağını söylüyorsunuz! O hâlde, benim kılıcımla öldürülüp hemen Cennet’e girecek, yahut kılıcı ile beni öldürüp Cehennem’e gönderecek bir kimse yok mu?!” diye seslenmişti.

Hz. Ali (r.a.):

“–Varlığım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki ben de seni kılıcımla Cehennem’e göndermedikçe veya senin kılıcınla Cennet’e girmedikçe peşini bırakmayacağım!” dedi.

Hemen Talha’nın karşısına geçip kılıcını başına hiddet ve şiddetle indirdi. Talha’nın başı çenesine kadar yarılıp ikiye ayrıldı. Talha yere düşünce, Rasûlullah Efendimiz ve Müslümanlar tekbir getirdiler.[1]

Sonra müşriklerin sancağını Kilab bin Ebî Talha aldı. Onu da Zübeyr bin Avvâm (r.a.) öldürdü. Ondan sonra sancağı Ertat bin Şurahbil aldı. Onu da Hz. Ali (r.a.) öldürdü. Bu sefer sancağı Şurayh bin Kariz aldı. O da öldürüldü, fakat kim tarafından öldürüldüğü kesin olarak bilinemedi. Müşriklerin sancağını Şurayh’dan sonra, Abduddar Oğulları’nın Habeşli kölesi Suvab aldı. Kuzman vurup onun sağ elini kesti. Suvab sancağı sol eline aldı. Kuzman vurup sol elini de kesti. Bunun üzerine Suvab, sancağı kol ve pazularıyla tutmaya çalıştı, sonra da arkasına yıkılıverdi. Ölürken:

“–Ey Abduddar Oğulları! Artık ben mâzur sayılır mıyım?” diyordu. Müşriklerin sancaktarları bu şekilde birer birer öldürülünce, yerde kalan sancağın yanına kimse yaklaşamadı.[2]

Dipnotlar:

[1] İbn-i Hişâm, III, 19; Vâkıdî, I, 225-226, İbn-i Sa‘d, II, 41; Taberî, Târih, III, 15.

[2] Vâkıdî, I, 228; Belâzurî, Ensâb, I, 55; Taberî, Târih, III, 17; İbn-i Esir, Kâmil, II, 154; İbn-i Seyyid, II, 11.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Hz. Ali’den 111 Hayat Ölçüsü, Erkam Yayınları