Türkök 26 Hastaya Umut Oldu

Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı işbirliğiyle hayata geçirilerek kemik iliği nakli bekleyen hastaların umudu olan TÜRKÖK Projesi kapsamında 26'ncı nakil gerçekleştirildi.

Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı işbirliğiyle hayata geçirilerek kemik iliği nakli bekleyen hastaların umudu olan Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) Projesi kapsamında 26'ncı nakil gerçekleştirildi.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, TÜRKÖK Projesi'nde kayıtlı donör sayısının hedeflenilen rakamların üzerine çıktığını, gönüllü verici sayısının 103 bine, donör sayısının ise 58 bine ulaştığını bildirdi.

Bu yıl için 180 bin donör hedeflediklerini ifade eden Kapuağası, "TÜRKÖK Projesi kapsamında 26'ncı nakli gerçekleştirdik. 31'inci naklin eşleştirme durumlarına göre bilgileri verdik. Onların durumuna göre nakil olabilecek bir altyapı kuruldu. Organizasyonları yapıldı. Şu an için 103 bin gönüllü vericiden 57 bininin testleri çalışıldı ve sisteme aktarıldı. Haftalık test çalışma kapasitemiz bin civarında. Bu gerçekten yüksek bir kapasite. Dünyadaki örneklerine bakıldığında da çok yüksek bir teknoloji kapasitesi ile çalışıyoruz. Gönüllü vericilerin testleri çalışıldıkça sisteme aktarılıyor. Her hafta bin test daha sisteme aktarılıyor" diye konuştu.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLER ÇOK DUYARLI

Kapuağası, gönüllü vericilerin yüzde 75'inin 35 yaş altı gençlerden oluştuğunu, özellikle üniversite öğrencilerinin bu konuda çok bilinçli olduklarını belirtti.

- "Bakanlık her türlü desteği verdi"

Türk Kızılayının gönüllü kan bağışçıları arasından seçilen donör adaylarından biri olan üniversite öğrencisi Merve Dirikolu, Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Aferez Ünitesi'nde kök hücre toplama işlemi sırasında donör adayı olma sürecini anlattı.

Dirikolu, Türk Kızılayının gönüllü kan bağışçısı olduğunu belirterek, kan verirken TÜRKÖK için form doldurduğunu aktardı. Yaz tatilinde ailesinin yanındayken Sağlık Bakanlığından arandığını kaydeden Dirikolu, "İliğiniz başkası ile uyumlu ne düşünürsünüz? diye sordular. Ailemle konuştum 'Ne yaparsan yanındayız' dediler ve süreç başladı" dedi.

Ankara'ya gelmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığının kendisine her türlü desteği sağladığını vurgulayan Dirikolu, tüm uçak bileti ve konaklama giderlerinin de bakanlık tarafından karşılandığını söyledi.

Gerekli kontrollerin ardından hastaneye yatış işlemlerinin yapıldığını ve aşılama işlemine geçildiğini dile getiren Dirikolu, "Aşılamanın amacı vücudumda hücre sayısını çoğaltmak. 4 günün sonunda işlem yapılıyor" dedi.

- "Senden bir tane daha olacak"

Donör olmanın kendisini çok heyecanlandırdığını belirten Dirikolu, "Şunu söylemişlerdi, 'Senden bir tane daha olacak.' Hücrelerimin tamamı ona gidecek. Heyecan verici bir süreç. Başkasının sizde hayat buluyor olması sizi heyecanlandırıyor" ifadelerini kullandı.

TÜRKÖK'ün kamu spotundan çok etkilendiğini kaydeden Dirikolu, "(Ben seni bulamam ama sen beni bulabilirsin) diye çok etkili bir söz kullanmışlar. İzlemeyenler varsa izlesinler. Herkesin yapması gereken bir işlem, çok büyük sıkıntısı yok. Süreçte hiçbir sıkıntı çekmedim" dedi.

ÖĞRENCİLER GÖNÜLLÜ DONÖR OLSUN

Üniversite öğrencilerine donör olmaları konusunda çağrıda bulunan Dirikolu, "Başta benim yaş grubumu ve herkesi bilinçli olmaya davet ediyorum. Başkasının sizde hayat bulma düşüncesi bile heyecanlandırıyor insanı, bunu düşünerek bile başvurabilirler. Yapacakları tek şey, 'ilik naklinde bulunmak istiyorum' diyorlar. İki tüp kan alıyorlar, form dolduruyorlar, süreç bu kadar basit. Sonra bir anda telefonunuz çalabiliyor, başkasına hayat bulma düşüncesi içinizi ısıtabiliyor" diye konuştu.

Annesi Ülkü Dirikolu da kızının küçüklüğünden itibaren çok duyarlı bir çocuk olduğunu ifade ederek, başka birinin hayatını kurtarıyor olmasının kendisini çok duygulandırdığını söyledi.

Kızının hücrelerini bağışladığı kişinin "dördüncü evladı olacağını" dile getiren anne Dirikolu, "Sanki dördüncü bir evlat olacakmış gibi kök hücreleri onda yaşayacak. Zamanla belki tanırız. Kabul ederse o da benim evladım, deriz" ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.