Türkmenler, Bağımsızlığının 24. Yılını Kutluyor

27 Ekim 1991'de bağımsızlığını kazanan Türkmenistan'da, bağımsızlığın 24. yıl dönümü törenlerle kutlanıyor.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla 27 Ekim 1991'de yapılan referandumla bağımsızlık kararı alan Türkmenler, 24. yıl dönümü kutlamalarını Aşkabat Stadyumu'nda yaptı. Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhamedov'un katılımıyla başlayan törenlerde, yöresel kıyafetli gençler çeşitli gösteriler sundu.

Ahal Teke atlarıyla yapılan gösteriler, stadyumu dolduranlarca beğeniyle izlendi. Törenlerde daha sonra askeri geçit yapıldı. Türkmenistan silahlı kuvvetlerinin envanterindeki silah ve araçlar sergilendi. Türkmenistan ulusal marşının okunduğu ve ülke bayrağının göndere çekildiği törende, savaş uçaklarıyla yapılan gösteriler, izleyenlerin adeta nefesini kesti.

Türkmenlerin, bağımsızlık anlamına gelen "Garaşsızlık" ismini verdikleri kutlamalar, yarın Aşkabat Hipodromu'nda yapılacak Ahal Teke atlarının yarışlarıyla tamamlanacak.

BAKAN YALÇIN TOPÇU, TÜRKMENİSTAN'DA

Türkmenistan'ın bağımsızlık günü etkinliklerinde, Türkiye'yi Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu başkanlığındaki, içerisinde TRT Genel Müdürü Şenol Göka'nın da bulunduğu heyet temsil etti.

Topçu, temasları kapsamında Devlet Başkanı Berdimuhamedov tarafından kabul edildi. Görüşmede, Sultan Alparslan'ın mezarının bulunması için yapılan çalışmaların desteklenmesi benimsendi.

Bakan Topçu, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Sapardurdu Toyluyev, Kültür ve Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Maysa Yazmuhammedova ve Kültür Bakanı Annageldi Garacayev'la da bir araya geldi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.