Türkiye'de Her Beş Kişiden Biri Obez

TÜİK'in Türkiye Sağlık Araştırmasına göre, Türkiye'deki obez bireylerin oranı 2014 yılı itibariyle yüzde 19,9 olarak belirlendi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılına ilişkin Türkiye Sağlık Araştırması sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, bireylerin boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle endeksi incelendiğinde 15 yaş ve üstü bireylerin yüzde 33,7'sinin fazla kilolu, yüzde 42,2'sinin normal kilolu, yüzde 4,2'sinin ise düşük kilolu olduğu tespit edildi.

ERKEKLERİN YÜZDE 38,2'Sİ KİLOLU

Araştırmaya göre kadınların yüzde 24,5'i obez, yüzde 29,3'ü ise fazla kilolu. Erkeklerde ise bu oranlar sırasıyla yüzde 15,3 ve yüzde 38,2 olarak kayıtlara geçti. Böylece Türkiye'deki obez bireylerin oranı yüzde 19,9 oldu.

Geçen yılın son 6 ayı içinde, 0-6 yaş grubundaki çocuklarda en çok görülen hastalık türleri incelendiğinde yüzde 41,9 ile üst solunum yolu enfeksiyonu ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 33,2 ile ishal, yüzde 10,8 ile kansızlık, yüzde 10,1 ile alt solunum yolu enfeksiyonu ve yüzde 9,3 ile ağız ve diş sağlığı sorunları izledi.

Söz konusu dönemde 7-14 yaş grubundaki çocuklarda yüzde 24,6 ile en fazla ağız ve diş sağlığı sorunları görüldü. Bunu, göz ile ilgili sorunlar yüzde 13,8, enfeksiyöz hastalıkları yüzde 9,4, cilt hastalıkları yüzde 4,9 ve beslenme ile ilişkili hastalıklar yüzde 3,5 ile takip etti.

Geçen yıl 15 yaş ve üstü bireylerde en çok görülen hastalık türleri ise sırasıyla; yüzde 33 ile bel bölgesi problemleri, yüzde 21,3 ile boyun bölgesi problemleri, yüzde 16,1 ile hipertansiyon, yüzde 12,1 ile alerji ve yüzde 11 ile depresyon oldu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.