Türkiye Gazze'de Yıkılan Camileri Yeniden Yaptı

İsrail saldırıları nedeniyle yıkılan Gazze'deki camilerin yapımı için harekete geçen Türkiye Diyanet Vakfınca (TDV), 9 caminin yeniden inşası gerçekleştirildi.

Ambargo altındaki Gazze'de yaşayan Müslümanların talebiyle geçen yılın aralık ayında 9 caminin temeli atıldı. Bölgeye çimento götürülmesi konusundaki sıkıntılara rağmen çalışmalarını sürdüren TDV, camilerin yapımını büyük ölçüde tamamladı.

Birbirinden farklı büyüklüklere sahip, 40 bin 800 kişinin namaz kılabileceği kapasiteye sahip 9 cami, gelecek aylarda hizmete sunulacak.

Gazze'de yaptırılan camiler ve özellikleri şöyle:

İmam Buhari Camii: Gazze'nin kuzeyindeki camide 5 bin kişi namaz kılabilecek. İsrail sınırının çok yakınındaki cami, saldırılar sonucu 2004'te yıkıldı.

İmam Müslim Camii: Gazze'nin kuzeyinde yer alan ve 2009'da yıkılan cami, yeni haliyle 3 bin kişiye hizmet edebilecek sahip.

Hasan el-benna Camii: İsrail askerlerinin açtığı ateş sırasında camide namaz kılan 10 kişi hayatını kaybettiği , 4 kişinin yaralandığı ve 16 Ocak 2009'da yıkılan cami TDV'nin desteğiyle yeniden yapıldı. Cami 9 bin kişi kapasiteli.

Sultan Abdulhamid Camii: Camiye, Filistin'den vazgeçmeyi kabul etmediği için İkinci Sultan Abdülhamid'in adı verildi. Gazze'de 2014'te yıkılan ve yeniden inşası gerçekleştiren camide, 4 bin kişiye ibadet sunulabilecek.

YARIM ASIRLIK CAMİ DE YAPILDI 

Sefa Camii: Yarım asırdan daha yaşlı bir cami olan, yapımı 1949'a kadar uzanan ve 2014'te saldırılar sonucu yıkılan Sefa Camisi de TDV tarafından yapıldı. Alvusta bölgesindeki caminin, 9 bin kişilik kapasitesi bulunuyor.

Bedir Camii: Devlet binalarına çok yakın bir yerde bulunan ve 1954 yılında inşa edilen Bedir Camisi'ne 2008 yılında gerçekleşen saldırıda birçok kişi yaşamını yitirdi. Furkan Savaşı sırasında camiye yeniden saldırıldı. 2008'de yıkılan ve tekrar inşa edilen cami, 9 bin kişilik.

Hamza Camii: Hazreti Hamza'nın ismini taşıyan cami, 2014'te yıkıldı. İnşası tamamlanan cami 600 kişiye hizmet verecek.

İmam Malik Camii: Han Yunus bölgesinde yer alan ve 2014'te tahrip olan Cami, 500 kişinin aynı anda ibadet edebileceği büyüklükte.

Tevhid Camii: Mısır sınırına yakın olan ve 2014 yıkılan Tevhid Camisi'nin 700 kişilik kapasitesi bulunuyor.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.