Türk Bilim İnsanından Güneş Gibi Enerji Teknolojisi

Türk bilim insanı Doç. Dr. Özgür Şahin ve ekibi tarafından geliştirilen teknolojiyle göl, nehir ve baraj gibi su birikintilerinin üzerinde oluşan buhar elektrik enerjisine dönüştürülebilecek.

Türk bilim insanı Doç. Dr. Özgür Şahin öncülüğünde geliştirilen ve düşük sıcaklıklardaki su buharından elektrik üretimine dayanan teknolojinin rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına rakip olabileceği belirtildi.

BUHAR ENERJİYE DÖNÜŞTÜRÜLECEK

NewScientist’de yer alan araştırmaya göre, Columbia Üniversitesinden Özgür Şahin ve ekibi tarafından geliştirilen teknolojiyle göl, nehir ve baraj gibi su birikintilerinin üzerinde oluşan buhar, elektrik enerjisine dönüştürülebilecek.

Söz konusu proje, güneş enerjisiyle su birikintileri üzerinde oluşan buharın, bakteriyel sporlar marifetiyle kuru kalabilen şeritleri bir kas gibi hareket ettirmesi esasına dayanıyor.

Nemli ortamdaki değişim, şeritlerde yüksek miktarda itme ve çekme hareketleri oluştururken, konu üzerinde çalışan ekip, kullanılabilecek motorlar için de birkaç prototip geliştirdi.

Ekibin geliştirdiği prototip motorla, söz konusu “kasların” tam su üzerine konumlandırılmasıyla çalışıyor. Motorun üzerindeki perdeler kapandığında nem yükseliyor ve materyal genişliyor. Sonrasında açılan perdeler kuruyarak tekrar kapanıyor ve bu açılıp kapanmayla enerji üretimi sağlanıyor.

ABD KADAR ELEKTRİK ÜRETİLEBİLİR

Bu prensip çerçevesinde geliştirilecek buhar motorlarıyla, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki göl ve barajlardan, ülkenin yıllık elektrik üretiminin 3’te 2’sine karşılık gelen 2,8 milyon megavatsaatlik elektrik üretilebileceği tahmin ediliyor.

Bu buhar motorlarının su birikintilerinin yanı sıra sulama alanları veya sera gibi alanlarda da çalışabileceği öngörülüyor.

Söz konusu teknolojinin gelişebilmesi için günümüzde yüzer halde de kullanılabilen güneş panelleriyle rekabet edebilmesi gerekiyor. Buhar motorlarında kullanılacak ucuz biyolojik malzemelerin güneş panellerinden daha az maliyetle üretim yapılabileceği belirtiliyor.

Buhardan bu yöntemle elektrik üretiminin, yüksek yağmur alan bölgelerde aşırı buharlaşmanın önüne geçmek için de kullanılabileceğine dikkat çekiliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.