Türk Bilim Adamları Yeni Bir Hastalık Keşfetti

Türk bilim adamları, yeni bir hastalık keşfederek tıp literatürüne girdi.

Sadece diş eti kemiğinin içinde ortaya çıkan ve Türkiye’de 4 kişide görülen hastalığa neden olan geni Hacettepe Üniversitesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Bölümü bilim adamları keşfetti.

Dünya Gen Hastalıkları Sistemi’ne (OMIM) giren söz konusu hastalık, Türk bilim adamlarının buluşu olarak, Türkçe karşılığı “kemik içi damar deformasyonu” olan “Intro Osesoz Vascular Malformation” (VMOS) adıyla kaydedildi.

25 YAŞINDA ÖLÜYORLAR

Hastalığı keşfeden bilim adamlarının verdiği bilgiye göre, VMOS dünyada ilk kez Türk uzmanların tanımladığı bir hastalık. ‘Kemiğin içinde damar anomalisi’ olarak ortaya çıkıyor. Damar büyümesi, kemiği genişletiyor; çene ile yüzün bozulmasına neden oluyor. Bu da beyni sıkıştırıyor. Dişler çıkmaya başlayınca çocukta diş eti kanamaları baş gösteriyor.

2’Sİ HAYATINI KAYBETTİ

Ağır kanamalarla devam ediyor. Çenesi bozuluyor, dişlerde ve yüzde şekil bozuklukları görülüyor. Müdahale edilmezse hasta 25 yaşında yaşamını yitiriyor. Hastalar, hayatlarının tüm evrelerinde büyük zorluk çekiyor. Yüzlerindeki şekil bozuklukları nedeniyle toplumsal yaşama adapte olamıyorlar. Toplum içine çıkmak istemiyorlar. Hastalar sıvı ve yumuşak gıdalarla beslenebiliyorlar.

Türkiye’de 4 hasta tespit edildi; 2’si yaşamını yitirdi. Hastalık 6-7 yaşlarında ortaya çıkıyor. Ancak Türkiye’de hayatını kaybeden hastaların kanamadan ölmediği belirtildi.

Türk doktorlar şu tedaviyi uyguladı: “Hastaların tüm dişleri çekildi, kanama durduruldu. Bu yolla hastaların hayatları kurtarıldı.”

Uzman doktorlar, kesin sonuç verecek tedavi yöntemi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Araştırma ve inceleme aşamasında olan hastalık için İran, Irak ve Suudi Arabistan’dan çok sayıda hasta Türkiye’ye geldi. Bu vakalar da incelemeye alındı.

OMIM NEDİR?

Genetik hastalıkların sınıflandırıldığı dünya genelinde kullanılan bir sistem. Ücretsiz biyomedikal veritabanı olarak da adlandırılıyor. Sağlık bilimleri konusunda yapılan uluslararası çalışmalar bu sistemde yayınlanıyor. Araştırmacılar, sistem üzerinden yeni hastalıkları ve tedavi yöntemlerini görebiliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.