Tüm Kadınların Ortak Sorunu

Kansızlık nedeni olarak gösterilen demir ve B-12 açısından yapılan araştırma, kadınların yüzde 65'inde anemi olmadan demir eksikliği bulunduğunu ortaya koydu.

Bilimsel bir araştırma, halsizlik, kendini yorgun, bitkin hissetme, nefes darlığı ve göğüs ağrısına neden olan demir eksikliğinin, kadınların yüzde 65'inde görüldüğünü ortaya koydu.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Üyesi Dr. Fikret Kurt ve ekibi tarafından, uluslararası kongrede yayımlanan bildiride, kadınlarda demir eksikliği sıklığına ilişkin araştırmanın sonuçları yer aldı.

ARAŞTIRMADAKİ KADINLARIN YARISINDA DEMİR EKSİKLİĞİ VAR

Kayıtlı nüfusu 7 bin 320 olan aile sağlığı merkezinde, bir yıl süresince gerçekleştirilen araştırmaya, farklı şikayetlerle aile hekimliği polikliniğine başvuran ve kan tahlili yapılan 18 yaş üzerindeki kadınlar dahil edildi. Kadınlar, araştırmada B-12 ve demir eksikliği yönünden değerlendirildi. Araştırmaya alınan kadınların yaş ortalaması 49 olarak belirlendi.

Araştırmaya dahil edilen ve demir ölçümü istenilen hastaların yüzde 47'sinin demir oranlarının ve yüzde 91'inin demiri depolamaktan sorumlu protein türü olan ferritinin düşük olduğu saptandı. Demir ölçümü yapılan kişilerin yüzde 47'sine ise demir eksikliği tanısı konuldu.

Araştırma sonucunda hazırlanarak sunulan bildiriye göre, demir eksikliği saptanan kadınların yaklaşık yüzde 65'inde anemi olmadan demir eksikliği bulunurken, ferritin düzeyi düşük kadınların yaklaşık yüzde 70'inde hemoglobin düzeyinin, yaklaşık yüzde 40'ında ise demir düzeyinin normal değerlerde olduğu görüldü.

DEMİR EKSİKLİĞİ KALP SORUNLARINA YOL AÇIYOR

Vücutta yeterli demirin bulunmamasından kaynaklanan, sık görülen ve kolay tedavi edilebilen bir anemi türü olan demir eksikliği anemisinde, genellikle kan kaybı, kötü beslenme veya besinlerdeki demirin yeterince emilememesi demir düzeylerinin düşük olmasına yol açıyor.

Yeterli demir olmadığında, vücut depoladığı demiri kullanarak, bir süre sonra depolanmış demir tüketiliyor. Demir eksikliği anemisi halsizlik, kendini yorgun ve bitkin hissetme, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve diğer belirtilerle kendini gösteriyor.

Ağır demir eksikliği anemisi kalp sorunlarına, enfeksiyonlara, çocuklarda büyüme ve gelişme ile ilgili problemlere ve diğer komplikasyonlara yol açabiliyor. Demir eksikliği anemisi riski en fazla olanlar arasında bebekler, küçük çocuklar, kadınlar ve iç organlarında kanama olan yetişkinler yer alıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.