Toplumun Yükselmesi İçin Kur'an Eğitimi Şarttır

Gaziantep’te katıldığı “35. Hoşgör Hafızlık Merasimi”nde konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu, “İmanlı ve şuurlu bir nesil yetiştirmenin yolu şüphesiz Kur'an eğitiminden ve onu yaşamaktan geçmektedir.” ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Muslu: İmanlı ve şuurlu nesil yetiştirmenin yolu Kur'an'dan geçmektedir.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu, Gaziantep Müftülüğü ile Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı iş birliğinde Hayriye Büyükekşi Camii'nde düzenlenen “35. Hoşgör Hafızlık Merasimine katıldı.

Burada bir konuşma yapan Prof. Dr. Muslu, hafızlığın İslam alemi için çok önemli olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Ahlaklı, güvenilir, idealleri olan ve sorumluluk sahibi bireylerin yetişmesi için sağlıklı bir din eğitimi gerekir”

“İmanlı ve şuurlu bir nesil yetiştirmenin yolu şüphesiz Kur'an eğitiminden ve onu yaşamaktan geçmektedir. Bu çerçevede ahlaklı, güvenilir, idealleri olan ve sorumluluk sahibi bireylerin yetişmesi için sağlıklı bir din eğitimi verilmesi gerektiği yadsınamaz gerçektir. Toplumun yükselmesi, ülkemizin madden ve manen kalkınması, Kur'an'la bütünleşmiş ve Peygamber Efendimiz'in ahlakını kuşanmış nesillerin yetişmesine bağlıdır. Böyle bir anlayışın filizlenmesi, ülkemizin ve dünyanın daha güvenli ve mamur hale gelmesini de temin edecektir. Hafızlık bu anlamda büyük bir nimet ve berekettir.

Hafızın annesi, babası, ailesi, köyü, mahallesi, kısacası yaşadığı çevre de bu bereketten nasiplenir. Çünkü hafız, Allah'ın kitabı için kendisini seçtiği ve emanetini yüklediği özel bir insandır. Dolayısıyla onlara yakışan insanın yaratılış gayesine, Kur'an'ın gönderiliş hikmetine uygun bir idealin peşinde koşmalarıdır.”

Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından dualarla tamamlanan programda, 85 hafıza başarı belgesi takdim edildi.

Programa Gaziantep Müftüsü Ahmet Çelik, Kahramanmaraş Müftüsü Celal Sürgeç, Şanlıurfa Müftüsü Mehmet Taştan, Adıyaman Müftüsü Mehmet Taşçı ile vatandaşlar ve hafızların aileleri katıldı.

AA

KUR’AN ÖĞRENMEK İSTİYORUM

KUR’ÂN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.