Tip 2 Diyabet’in Tedavisi Bulundu

İngiltere’deki araştırmacıların gösterdiğine göre, sadece bir gram yağ kaybetmek, tip 2 diyabetin belirtilerini tersine çevirmek için yeterli olabilir; yağ yeter ki pankreastan gelsin.

Kilo vermenin, tip 2 diyabeti (vücudun ya yeterli ünsilün üretmeyi durdurduğu, ya da ona duyarsız hale geldiği ilerleyici bir durum) yönetmeye büyük ölçüde yardımcı olabileceği zaten biliniyor, fakat araştırmacılar ilk defa, durumu kontrol altına almak için gereken kilo kaybının kesin türünü gösterdiler.

Çalışmada, tip 2. tür diyabet sahibi olan 18 obez katılımcı, mide baypası ameliyatının hem öncesinde hem de sonrasında takip edildi. Araştırmacılar, süper hassas MRI taraması kullanarak, şeker hastalarının pankreaslarında (insülin üreten organ), 2. tür diyabet sahibi olmayan diğer obez insanlarla karşılaştırıldığında bile, anormal miktarda yağ birikmiş olduğunu ortaya çıkardılar.

Fakat ameliyat, onların bu yağı yakmalarına yardımcı olarak, insülin seviyelerini normale geri döndürdü ve ilaçlarını bırakmalarına olanak sağladı.

Sonuçlar, pankreastaki aşırı yağın 2. tür diyabete özgü olduğunu ve bir şekilde insülinin normal salgılanışını engellediğini öne sürüyor.

Newcastle Üniversitesi basın bülteninde şu açıklama yer alıyor: “Bu aşırı yağ ortadan kalktığı zaman, insülin salgısı normal seviyelere yükseldi. Diğer bir deyişle, diyabetten kurtuldular.”

Bu epey inanılmaz bir keşif, fakat maalesef bu, sadece biraz kilo vermek ve bunun geldiği yeri tercih etmek kadar basit değil.

Baş araştırmacı Roy Taylor şöyle konuşuyor: “Eğer diyabetinizin gitmesi için ne kadar kilo vermeniz gerektiğini sorarsanız, cevap 1 gramdır! Fakat bu gramın, pankreastaki yağ olması lazım. Şu anda buna ulaşmak için elimizde bulunan tek yol, herhangi bir şekilde kalori kısıtlamasıdır; ister beslenme ile, ister bir ameliyat ile olsun.”

Özellikle ilginç olan şey ise, araştırmacıların, diyabetli insanların sonuçlarını, mide baypası ameliyatı geçiren fakat tip 2 diyabet olmayan dokuz insanınki ile de karşılaştırmış olmaları.

Ameliyattan sonra bütün katılımcılar aynı miktarda kilo kaybetti (asıl vücut ağırlıklarının yaklaşık yüzde 13’ü) fakat bu yağın gelmiş olduğu yerde büyük bir farklılık bulunuyordu.

İlk olarak pankreaslarında hiçbir zaman yüksek yağ seviyeleri bulunmamış olan diyabetsiz insanlarda, organdaki yağ miktarı aynı kaldı. Fakat tip 2 diyabet olan katılımcılar, organdan ortalamada yüzde 1.2 yağ kaybettiler ve bu sayede sağlıklı seviyelere geri döndüler.

Diyabetler, ameliyatın ardından ilaçlarını bıraktılar ve inanılmaz bir şekilde, insülin salgısı seviyeleri normale döndü.

“Tip 2 diyabet olan insanlar için, kilo kaybetmek, pankreastaki aşırı yağdan kurtulmalarını ve işlevin normale dönmesini sağlıyor,” diyor Taylor.

Fakat örnek boyutu küçüktü, bu yüzden sonuçların daha geniş bir katılımcı grubunda tekrarlanması ve diyabet belirtilerinin pankreas yağ kaybından sonra ne kadar uzun süre uzaklaştığını görmek için daha fazla araştırma yapılması gerekecek.

Fakat sonuçlar inanılmaz derecede umut vaadedici ve bilim insanlarına, şu an küresel nüfusun yüzde 9’unu etkileyen 2. tür diyabeti nasıl tedavi edecekleri konusunda önemli fikirler sağlıyor.

Taylor şöyle konuşuyor: “Pankreas yağındaki azalma sadece kilo kaybıyla ilişkili değil. Bu, diyabet olan veya olmayan herhangi birisine olabilecek bir şey değil. Bu 2. tür diyabete özgü. İlginç olan şey, mevcut vücut ağırlığınıza veya nasıl kilo verdiğinize bakmaksızın, 2. tür diyabetinizi geri çevirmede önemli olan etmenin, pankreastan 1 gram yağ kaybetmek olması.”

Araştırma, Diabetes Care bilim dergisinde yayınlandı.

Kaynak: ScienceAlert

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.