Telefonlar Neden Aşırı Isınıyor?

Cep telefonları neden fazla ısınır? Kullandığınız kılıf mı, yan sanayi ürünü bataryalar mı yoksa telefonunuzun arka planında sürekli çalışan uygulamalar mı buna neden olur?

Telefonunuzun Pili Orijinal Olsun

Orijinal olmayan pillerin ve kulaklıkların da cep telefonu patlamalarına neden olabileceğini vurgulayan Gülgeç, “Bu gibi patlamalarda ve yangınlarda orijinal olmayan piller ön sırayı almaktadır. Ancak sadece yan sanayi piller değil, orijinal olmayan nerede hangi şartlarda ve hangi kalitede malzemeler ile üretildiği belli olmayan yan sanayi  şarj adaptörleri, oto şarj aparatları hatta kulaklıklar bile buna benzer olaylara yol açabiliyor. Voltajı sağlıklı olarak cep telefonuna adapte edemeyen şarj aparatları yangına sebebiyet verebilir” dedi.

Cep Telefonunuz Haddinden Fazla Isınıyorsa Sebebi Kılıfıdır

Gülgeç,  “Sık sık ‘Cep telefonum haddinden fazla ısınıyor’, ‘Kendi kendine kapandı, ekranım donuyor’ gibi şikâyetleri duyarız. Bu şikâyetlerin önemli bir bölümünün yüksek ısı sebebiyle gerçekleşme ihtimali oldukça yüksektir. Devamlı yüksek ısıya maruz kalan ve sentetik hammadde ile imal edilmiş cep telefonlarının ana kartları bu ısı sebebiyle rahatlıkla  deforme olabilir. Yüksek ısıya maruz kalan ve korunaklı kılıf sebebiyle kendini soğutamayan cep telefonunda zamanla deformasyonlar başlayabilir, ana kart ve pil üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Bu olumsuz etkinin uzun süre sürmesi durumunda cep telefonunun pili  patlayabilir veya yanabilir” açıklamasında bulundu.

İhtiyaç Dışındaki Uygulamalarınızı Kapatın

Cep telefonlarının ses transferinin dışında neredeyse tüm iletişimimizi sağlar durumda olmasına değinen Gülgeç, telefonlardaki uygulamaların da cep telefonunun yükünü haddinden fazla artırdığını bu durumunda cep telefonları üzerinde olumsuz etki yaptığını belirterek, “Bahsettiğim sebepler nedeniyle cep telefonlarına yük bindiren gereksiz uygulamaları ihtiyaç dışındaysa kapatmak cep telefonunun mümkün olduğunca havalandırılmasını sağlamak için çok önemlidir.” dedi.

Kaynak: Yenişafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.