Teknoloji İlişki Biçimlerini Değiştiriyor

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğu Erdener, teknolojinin gelişmesiyle ilişki biçimlerinin değişikliğe uğradığını söyledi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kıbrıs Kampüsü Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğu Erdener, sosyal medyanın insanları farklı bir iletişim biçimine sevk ettiğini belirtti. İnternetin ve buna bağlı olarak sosyal medyanın yaygınlaştığını anımsatan Erdener, samimiyetin teknolojinin altında zayıfladığını ifade etti.

İnsan davranışlarının teknolojiyle paralel olarak farklılaştığına dikkati çeken Erdener, "İletişim biçimleri çok hızlı ve ciddi bir şekilde evrimden geçiyor. Çok hızlı bir şekilde adapte olmamız gereken kimi zaman da adapte olamadığımız bir süreç bu. Biz bir süreç yaşıyoruz. Bu süreç dahilinde de insanların birbirleriyle tanışma yöntemleri değişti. Online tanışma, evlilik programları gibi farklı tanışma yöntemleri var. İnsanlar ekranlara çıkarak, milyonlarca kişinin önünde evlilik teklifinde bulunuyorlar. Kendi çocukluğumu, üniversite öğrenciliğimi düşündüğüm zaman çok çeşitlenen sosyal iletişim biçimleri ortaya çıkmaya başladı. Sosyal medya da teknolojinin diğer uygulama araçları da bunun bir parçası" diye konuştu.

SAMİMİYET, TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN ALTINDA ZAYIFLIYOR

Erdener, samimiyetin de teknolojik gelişmelerin altında zayıfladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Yüz yüze olan ilişki biçimleri oransal olarak azalmış gibi gözükse de sanırım birden fazla benlik yaratıyor gibiyiz. Birisiyle mesajlaşırken sanki bin yıldır tanıyormuşuz gibi mesajlaşıyoruz ama yanımızdan geçerken selam vermeye biliyoruz. Bu bize garip bir kriz gibi gözükse de bana göre sanırım biraz bekleyip görmemiz gerekiyor. Süreç devam edince iletişim biçimlerinin nasıl şekil alacağını göreceğiz. Bu bir adaptasyon biçimi, bir doğum sancısı gibi bir süreç. İlişkiler farklı bir boyuta gidiyor.

Komşuluk ilişkilerine ne oldu dediğimizde kıymetli bir şeyi kaybediyor muyuz diye sorguladığımız zaman belki bir şeylerin farkına varacağız. O zaman da yüz yüze ilişkilerin kıymetini bileceğiz. Korumalı siteler, havuzlu siteler gibi yapılar yapılıyor. 10 bin kişi bir arada yaşıyor. Bir yandan da mahalleler var. Bu iki yaşam türünden birini tercih ediyoruz. Sanki yavaş yavaş mahalle duygusu gibi samimiyeti günümüzde arıyoruz. Taşlar sanırım yerine oturacak.’"

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.