Tekirdağ’daki Tren Kazasında 24 Vatandaşımız Hayatını Yitirdi

Başbakan Yardımcısı Akdağ, Tekirdağ’da meydana gelen tren kazasında 24 vatandaşın hayatını yitirdiğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Çorlu’da meydana gelen tren kazasına ilişkin, “Bu kazada arama kurtarma çalışmaları 9 Temmuz 06.00 itibarıyla tamamlanmış durumdadır. Kaza sonucunda 24 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hastanede müracaatı gerçekleşen vatandaşlarımızın müşahadeleri ve gerekli tedavileri de devam etmektedir.” dedi.

Akdağ, Çorlu Kaymakamlığında oluşturulan Tekirdağ Valiliği Kriz Yönetim Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında, dün 17.20 sıralarında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde aşırı yağış sebebiyle menfez altı toprak kayması sonucu tren kazası meydana geldiğini söyledi.

Kazanın büyük bir üzüntüye neden olduğunu belirten Akdağ, “Bu kazada arama kurtarma çalışmaları 9 Temmuz 06.00 itibarıyla tamamlanmış durumdadır. Kaza sonucunda 24 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hastanede müracaatı gerçekleşen vatandaşlarımızın müşahadeleri ve gerekli tedavileri de devam etmektedir. Hasta yakınları Sağlık Bakanlığımızın 184 numaralı telefon hattından hastanedeki yakınlarının durumları ile ilgili bilgi alabilirler. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet temenni ediyoruz. Yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyoruz. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.” diye konuştu.

ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA AÇILDI

Konu ile ilgili adli ve idari soruşturmanın titizlikle devam ettiğini aktaran Akdağ, şunları kaydetti:

“Tekirdağ Valiliğimizde kurulmuş olan kriz yönetim merkezi, meselenin en başından itibaren meseleye etkin ve hızlı biçimde müdahale etmiştir. Ankara’dan değerli bakanlarımız, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Ahmet Arslan ve Sağlık Bakanımız Ahmet Demircan olay mahaline intikal etmişler ve hem gerekli incelemeleri yapmışlar hem de buradaki verilen hizmetlere, yapılan çalışmalara destek olmuşlardır. Ben olay olduğu anda Kayseri’deydim, Kayseri’den olay mahaline intikal ettim. Bütün bir gece boyunca Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız meseleyi yakından takip ettiler. Kendilerini birkaç defa bilgilendirdik, talimatlarını da aldık. Elbette AFAD, jandarmamız, Sağlık Bakanlığımızın UMKE ve 112 ekipleri, Ulaştırma Bakanlığımızın ekipleri ve diğer kamu kuruluşlarımızın ilgili ekipleri çok yönlü olarak birbirlerine destek olacak şekilde meseleye süratle müdahil olmuşlardır.

Yağış sebebiyle zeminin çok yumuşak olması başlangıçta bazı zorluklara yol açmışsa da ifade ettiğim gibi süratli ve etkin bir müdahale kazanın hemen akabinde gerçekleştirilmiştir. Tekrar hayatını kaybeten bütün kardeşlerimize rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.”

Bir gazetecinin, “Kaza ile ilgili gözaltı işlemi olup olmadığı” sorusu üzerine Akdağ, savcılığın gerekli çalışmayı yaptığını bildirdi.

124 HASTA MÜŞAHEDE VE TEDAVİ ALTINDA

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan da, kazanın ardından hastanelere 318 yaralının başvurduğunu belirterek, “Bu müracaatlardan 194 tanesi ayakta tedavi edilerek taburcu edildi. 124 hastamız şu anda müşahede ve tedavi altında. Durum bu, yaralı sayısı bu. Tüm milletimize geçmiş olsun. Ölenlere, hayatını kaybedenlere Cenabıhaktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.” diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.