zulüm

Zulmünü Engellemek Zalime Merhamettir

Mazluma yardım İslam'ın esaslarından biridir. Zâlimin zulmüne mani olmak, ona karşı yapılabilecek en büyük hayırdır. Zâlimin zulmüne engel olmak, mazluma yardımcı olmak sayılır; zulme engel olmamak ise, bir çeşit zulümdür.

Veda Hutbesi Bugün Okundu

Allâh Rasûlü (sav) Arafat’ta, bugün Nemire Mescidi’nin bulunduğu yerde, devesinin üzerinde meşhûr “Vedâ Hutbesi”ni îrâd buyurdu. İşte Veda Hutbesi...

Ashab-ı Kiram Mucizesi

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin mânevî terbiyesi neticesinde; kız çocuklarını diri diri gömen, zulüm ve isyan karanlıklarına gömülmüş yarı vahşî câhiliye insanları; ince ruhlu, hassas gönüllü, gözü yaşlı birer sahâbî oldular. 

Anne ve Babasına Bakana Müjde!

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) anne ve babasına bakana Allah'ın müjdesini açıklıyor.

Zulme Karşı Birlik Oldular

Zulme ve haksızlığa karşı birlik olmak, mazlumun hakkını savunmak, şerre karşı tek yürek olmak, sadece mazluma değil, tüm insanlığa ve hatta tüm varlığa iyilik etmek demektir. Zira zulmün cezası sadece zulmedene ulaşmaz, umumi olur.

Fatih Döneminde Yaşanan İbretlik Hadiseler

Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde memleketin her tarafında, her karış toprağında adâlet, hak ve hukuk hâkim durumda idi. Kânun önünde bütün insanlar eşitti. Sanki: “Adâlet, mülkün temelidir...” ifâdesi, onun için vârid olmuştu. İşte Fatih devrinde Osmanlı'daki sosyal hayatın insanı titreten hikayeleri...

Zulüm İle Abad Olanın Akıbeti

Fadi Ebu Salah ismini duymuşsunuzdur… Duymayanlar için tekrar edelim, Gazze sınırındaki 14 Mayıs’ta düzenlenen gösterilerde İsrail askerleri tarafından şehit edilen 62 Filistinliden biri… İsrail’in 2008 yılında Gazze’ye düzenlediği saldırıda insansız hava araçları tarafından atılan füze ile iki ayağını kaybeden ve o zamandan beri hayatını tekerlekli sandalye ile sürdüren, yiğit bir mücahid…

En Büyük Zulüm

Zulüm, “bir şeyi, ona âit olmayan yere koymak” demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de 200’den fazla yerde zulüm kavramı “küfür”, “şirk” veya “Allâh’ın hükümlerini çiğneme, günah işleme”, yirmiyi aşkın âyette ise, “beşerî münasebetlerde haksızlığa sapma” mânâsında kullanılmıştır.

Sudanlı Yetimlerden Türk Askerine Dua

TSK'nın, Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na Sudanlı yetimler dualarıyla destek oldu.

Müslümanlara Etnik Temizlik Yapıldığı Yıl

Arakanlı Müslümanlar, 2017'ye 9 Ekim 2016'da sınır karakollarına saldırılar düzenlenmesinin ardından ordunun bölgede başlattığı operasyonların gölgesinde girdi.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.