ziyaret

İslam'da Ziyaretin Önemi

İslam'da ziyaretin önemi nedir? Kim ve nereler ziyaret edilmelidir? İslam'da ziyaret edilmesi faziletli olan yerler nerelerdir? İbret almak için kabirleri, sevap kazanmak için mübarek yerleri, akrabaları ve hastaları görmek gibi amaçlarla ziyaret gerçekleştirilir.

Bir Hak Dostundan Tavsiyeler

Allah'a en büyük teşekkür elbette ki her Müslümanın sahip olduğu sağlık, evlat, hürriyeti ve daha bir çok nimeti için şükür etmesidir. İşte kulluk görevinin en temel ilkesi olan şükretmek Müslümana en çok yakışan ve onun ruh dünyasını aydınlatan bir davranıştır.

Herkese Örnek Olan 'din Kardeşliği'

Selmân -radıyallâhu anh- din kardeşliği hukûkuna çok riâyet ederdi. Hattâ vâlisi olduğu Medâin’den tâ Şam’a kadar yürüyerek gidip kardeşi Ebu’d-Derdâ’yı ziyarette bulunurdu.

Yaşlılara Örnek Hizmet

Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, Osmanlı döneminden kalma tarihi kabirlerin de bulunduğu 700 yıllık şehir mezarlığında, yaşlı ve engelli ziyaretçilerin ulaşımını kolaylaştırmak için akülü araçla hizmet veriliyor.

Turistler En Çok Mevlânâ Müzesini Gezdi

Konya'da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin türbesinin bulunduğu Mevlana Müzesi, 2016'da yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği müze oldu.

Kimsesiz Mehmet Amcanın Gözleri Yollarda

Kırklareli Huzurevi'nin "kimsesiz sakini" 71 yaşındaki Mehmet Epeker, yıllardır bir ziyaretçisinin geleceği umuduyla gözlerini yollardan ayırmıyor.

Sevilen Misafirin 12 Özelliği

Misafirlikle ilgili dikkat edilecek hususlar

Mevlânâ Müzesi Ziyaretçi Rekoru Kırdı!

Türk ve İslam dünyasının en büyük mutasavvıflardan Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin türbesinin bulunduğu Mevlana Müzesi, geçen yıl 2 milyon 581 bin 5 yerli ve yabancı ziyaretçi ile rekor kırdı.

Sultanın Ruhu Memleketini Kuşatır

Fâtih Sultan Mehmed Han, mânevî terbiyesinde yetiştiği hocası Ak­şem­seddîn Hazretleri’ni çok sever, ona pek fazla hürmet ederdi. Sık sık zi­yâ­retine gider; yanından, gönlü huzur ve sükûn içinde dönerdi.

Tarihe Dokunan Gençler

Gençlere yönelik çalışmalar yürüten Lider Eğitim Derneği, yaz mevsiminde Anadolu’nun dört bir yanından gelen yüzlerce genci Çanakkale’de ağırlıyor. Düzenlenen “Tarihe Dokun” projesi kapsamında gençlere, atalarının Çanakkale’de yazdığı destana şahit olmalarına öncülük ediliyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.