zaman

Yaşadığınız Anın Farkına Varmanın Yolu

"Modern, hızlı, heyecansız bir zamanda olduğumu hissediyorum. Hayatın anlamsız ve amaçsız bir “alışkanlık” olmaması ve anın farkına varabilmek için ne yapabilirim?" Klinik Psikolog Mehmet Dinç cevaplıyor.

Zor Zamanda İmtihan 

Ahlâkı güzelleştirmenin zorluklarından biri de zor zamanlarda imtihan edilmesidir.

Zamanı Kullanırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Dünyadaki en değerli şeyi olan zamanı kullanma husûsunda nelere dikkat etmeliyiz?

Modern İnsanın Unuttuğu Haslet

Zaman, belli bir ölçüde yaratılmıştır. Yıllar, aylar, günler ve saatler, belli bir seyir içerisinde deveran etmektedir. Zamanın uzayıp kısalması gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak; verimli ve şuurlu kullanılması hâlinde, zamanın artmasına şahit olmak mümkündür.

En Büyük Nimet!

İnsanoğlu için kıymetli pek çok değer vardır. Mal, mülk, şöhret, makam, sağlık, güzellik, sevgi, dostluk vb.. Bütün bunlar Rabbimizin bize lutfettiği nimetlerden yalnızca birkaçı. En büyük nimeti de herhalde başlı başına bir hazine olan insan hayatı. Günler geceler birbirini kovalarken hiç farkında olmadan bir de bakıyorsunuz saçlar bembeyaz oluvermiş, bedeninizden çatlak sesler gelmeye başlamış. Artık dizlerde eski derman kalmamış, vücut kuvvetten düşmeye başlamış...

Çoğu İnsanın Aldandığı İki Nimet

İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” [1]

Zaman Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Zamanı kullanma husûsunda nelere dikkat etmeliyiz?

Hangi Amel Daha Faziletli?

Ashâb-ı kirâm (radıyallâhu anhüm) zaman zaman Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimize, hangi amelin daha fazîletli oluğunu sorarlardı. O da soranın durumuna göre farklı farklı cevaplar verdiği olurdu. Amellerin üstünlüğü ve derecesi bu yönüyle, kişi, zaman ve mekâna göre farklılık arzedebililecektir.

Zaman Tasarrufu Alışverişten Daha Mutlu Ediyor

Araştırmacılar, zamandan tasarruf edebilmeye dönük para harcamanın kişileri alışveriş yapmaktan daha mutlu ettiğini belirledi.

Zamanı Doğru Okumak Nasıl Olur?

İslâm’ı ihsân kalitesinde yaşama disiplini diyebileceğimiz tasavvufî terbiyede “içinde yaşanılan ân”ın farkında olmak, büyük bir önem taşır. Bu irfân ocaklarının en büyük hedeflerinden birisi, hiç şüphesiz kişiyi gafletten, ihmâlden, ertelemekten, bilinçsiz ve şuursuz bir hayat anlayışından korumak ve basiret üzere diri bir kulluk kıvamına ulaştırmaktır. Yeni tabirle “farkındalık düzeyi yüksek” hassas bir kişilik kalitesi kazandırmaktır.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.