yüzakı yayınları

"hidayetlere Vesile Olmak" İçin Klavuz Bir Eser

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin "Hidayetlere Vesile Olmak" adlı eseri Yüzakı Yayınları'ndan çıktı...

'en Büyük Nimet' Çıktı!

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin kaleminden Peygamber Efendimiz'i (s.a.v.) anlatan müstesna bir eser; "En Büyük Nimet" çıktı.

Müslüman Zor Zamanlarda Ne Yapmalı?

Hayat, med ve cezirler içinde geçer. Zaman zaman kıtlık ve zorluklar; zaman zaman bolluk ve kolaylıklar; zaman zaman ıstırap ve hicranlar; zaman zaman da sürur ve huzur hayata hâkim olur.

Takvanın Üç Derecesi!

Takvâ hayatı yaşamak demek; Cenâb-ı Hakk’a dost olabilmek, cenneti kazanabilmek, cennetin güzelliklerinden, derinliklerinden, ilâhî ikramdan anlayabilecek bir kalbe dünyada sahip olabilmek demektir.

'peygamber Edebi' Çıktı!

Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin yeni kitabı "Peygamber Edebi" çıktı.

Tefekkür Gibi İbadet Yok!

Cenâb-ı Hak, “Düşünmez misiniz, idrak etmez misiniz, ey akıl sahipleri!..” diye akıllarımıza, vicdanlarımıza hitap ediyor. Hikmetleriyle kalbimizi ve aklımızı irşad ediyor. Kâinattaki zerreden küreye her şey bize hâl lisanıyla konuşuyor. Yeter ki kalbimiz bu kâinatın sessiz hikmet lisanını anlayabilsin!

İslâm'da Din Kardeşliğinin Önemi!

Dünyanın her yerinde hidâyet bekleyen nice insan bize emanet, muhtaçlar bize emanet, yalnızlar bize emanet; garipler, kimsesizler, yetimler bize emanet… Az veya çok dünya malı bize emanet, her şey bize emanet…

Sadaka, Ne Kadar Verilmeli?

Rabbimizʼin verdiği her imkânla Oʼnun rızâsı için hizmete koşmak zarurîdir. Müʼmin mâzeret aramamalı, aksine hizmet fırsatı kollamalı ve her türlü hizmeti nîmet bilmelidir. Her hâlükârda; “‒Allah bana hangi imkânları verdi ve ben bu imkânlarla Allah yolunda nasıl hizmet edebilirim?” düşüncesiyle ve mesʼûliyet duygusuyla, dâimâ hizmet arayışı içerisinde olmalıdır.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den Yeni Eserler

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin iki yeni kitabı okuyucuyla buluştu.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.