Bin yılı yeniden inşa edecek iki sarsılmaz sütun: "Ehl-i sünnet omurga ve irfânî derinlik…"
Akıl, bilim, çağ sınırlıdır. O yüzden zamanla ve mekânla kayıtlıdır; o yüzden aklın nefesi sınırlı, bilimin ve çağı ufku değişkendir, gelip geçicidir. O yüzden, Din’in akla indirgenmesi, bilime ve çağa göre yorumlanmaya çalışılması, dini ruhsuzlaştırır, tanınamaz hâle getirir ve hayattan uzaklaştırır sonunda.
Yusuf Kaplan ile "Medeniyet Okumaları" 16 Aralık Cumartesi günü (sonraki her cumartesi) saat 17:00’de Gazanfer Ağa Medresesi’nde düzenleniyor.
İlk sayısı ile kitap ve kültür dünyasında önemli bir yer edinen OKUR Dergisi'nin 2. sayısı çıktı.
Arapça Kitap ve Kültür Günleri, 17-26 Şubat tarihleri arasında pek çok ülkeden 50 yayınevi ve 100 âlim, yazar ve akademisyenin katılımıyla tarihi Sultanahmet Medresesi’nde başladı.
Genç Dergi, 15 Temmuz'un işlendiği 120. sayısı ile okuyucularıyla buluştu.
Genç Dergi, Haziran sayısında “İDARE YAZILIR İRADE OKUNUR” mesajıyla hayatımızın her alanında iradenin ehemmiyetine vurgu yapıyor.
Genç Dergi Ocak 2015 sayısı ile birlikte çift haneli sayılarına elveda diyerek 100’ler kulübüne merhaba dedi. Ve okurları için 100. sayının adına yakışır bir muhteva hazırladı. İyiliği, güzelliği, hayrı daha da çoğaltmak için gençliğe öncü olmaya devam eden Genç Dergi’nin 100. sayısı dolu dolu içeriğiyle genç okurlarını bekliyor.
Master ve doktorasını İngiltere’de tamamladıktan sonra, bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olan, hâlihazırda ise Yeni Şafak’ta köşe yazarlığı yapan Yusuf Kaplan ile 'ideal eğitim modeli'ni konuştuk. Okulların en parlak zihinleri alıp Batılıların kölesi haline getirdiğini söyleyen Kaplan, eğitim sistemimizin, kendi medeniyet dinamiklerimiz doğrultusunda yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.
Master ve doktorasını İngiltere'de tamamladıktan sonra, bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi olan, hâlihazırda ise Yeni Şafak'ta köşe yazarlığı yapan Yusuf Kaplan ile eğitim sistemindeki temel problemleri konuştuk. Mevcut eğitim sistemindeki sorunları tespit edebilmek için Türk modernleşmesini, tarihsel süreciyle irdelemek gerektiğini söyleyen Kaplan, Müslüman bir topluma İslâmî eğitim verilmemesinin olumsuz etkilerinden bahsetti.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.