Yûnus Emre Hazretleri

Gönüller Yapmaya Geldiği Dünyanın İlahi Aşkı Arayan Yolcusu: Yunus Emre

Büyük Türk düşünürü ve şair Yunus Emre, sevgi, saygı, hoşgörü, doğruluk, sabır, kanaat, cömertlik, fedakarlık, Allah sevgisi ve gönül yapmak gibi değerlerle yüzyıllardır insanlığa ışık saçıp yol gösteriyor.

Yunus Emre'nin Sesi İslam'ı Anlatır

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Yunus Emre Hazretleri, sözüyle, duruşuyla ve düşüncesiyle kültür ve medeniyet tarihimizde silinmez izler bırakan bir gönül insanıdır." dedi.

Buğday mı İster, Yoksa Erenlerin Himmetini mi?

Yûnus Emre Hazreleeri'nin başından geçen, ders çıkarmamız gereken kıymetli bir kıssa...

Peygamberimize Edep ve Hürmet Göstermenin Fazileti

Âlemlerin Fahr-i Ebedîsi Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize karşı nasıl bir edep ve hürmet içinde olmalıyız? Yunus Emre Hazretleri dizelerinde ne ifade ediyor? Efendimize (s.a.v) olan edebin fazilet ve önemi...

Dünya Nimetleri Ne Zaman Değer Kazanır?

Saâdetin ilk şartı, Allâhʼa kul olmaktır. Hakʼtan uzak kalanların; keyfince yaşayıp dünyanın tadını çıkarmak diye anladıkları saâdet, îmanlı gönüller için acı bir aldanış ve sefâlettir. Dünya nîmetleri, sahibine âhiret ışığı olmalıdır. Dünyadaki fânî imkânları, âhiretin sonsuz saâdet sermâyesi yapabilmekten daha büyük bir hüner olamaz.

İnsanlığı Kurtaracak 'can Simidi'

Yunus Emre Hazretlerinin bütün mahlukatı kucaklayan beyanı, dünyanın neresinde olursa olsun -zalim veya mazlum- bütün insanlığı dünya ve ahiret planında kurtaracak bir can simididir.

Ahirette Güldüren Gözyaşları

Burada dökülen kulluk gözyaşları yarın ahirette yüzleri güldüreceğinden Yûnus Emre Hazretleri de mahşer günü için gözyaşı dökenlerin ilk safında yer alarak herkesi o safa davet eder.

Tasavvuf Ehlinin Halleri

Dînin yalnızca zâhirî kısmına takılıp bâtın yönünü ihmâl edenler, onun özünü kavrayamaz, maksadını anlayamaz, ana gâyesini gözden kaçırmış olurlar. Bu şekilde, dîni sırf gâfil bir “okuyucu” gözlüğüyle seyredenler, onun beden ve kalp âhengi içinde yaşanmasıyla elde edilebilen “hâl ve ruh” cihetinden mahrum kalırlar.

Hak Dostlarından Hikmetler

 Kötü huylu, riyâkâr, kibirli ve egoist kimselerde görülen zâhirî güzelliklerse, sun’î bir makyajdan ibarettir. Onlarda kalbî derinlik, takvâ, ihlâs ve samimiyet olmadığı için, bu sahte güzelliklerin hiçbir kıymeti yoktur.

Allah'ın Sevdiği Bir Kul Olabilmek İçin...

Cenâb-ı Hak müʼminleri birbirine zimmetli kılmıştır. Allâhʼın sevdiği bir kul olabilmek için, bilhassa zor zamanlarda din kardeşliğinin gereğini yapmak, dert ortağı olmak, problemlerini çözmeye gayret etmek, onları tatlı sözlerle tesellî etmek, îsar hâlini yaşamak, yani kendinden önce din kardeşini düşünüp “önce ben” yerine “önce din kardeşim” diyebilmek zarûrîdir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.